Zavallılar “neye ihtiyacım olduğunu” bir türlü anlayamıyorlardı. Onlar “ihtiyaç”ı yemek, içmek, giyinmekle... sadece “para” ile ölçüyorlardı.
Her türlü menfaatın üstünde bir “aşk”la bir maksada bağlanmanın ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Maksat uğruna ölmenin de güzel, pek güzel bir şey olabileceğini duyamıyorlardı. Bunu ömürlerince duymamaya “mahkûm”dular.