Bir kitabı okurken kitabın içinde geçen kitabı önceden okuduysam kendimi çok şanslı hissediyorum, okumadıysam bir yere geç kalmış ve konuşmanın en önemli kısmını kaçırmışım gibi hissediyorum. Aynısı kitabın içinde geçen tarihi bir olayı bilmediğimde de oluyor. Mesela
Benim Üniversitelerim İntiharını o kadar sade bir biçimde anlatıyor ki; çarşıdan dört toplu bir tabanca satın almış. Kalbine isabet ettirmek için sol göğsünün altına ateş etmiş: sadece ciğerini delmiş. Bundan samimi anlatılabilir mi?
Yaşamı güzel kılan, insanların birbirilerinin yüreklerini ısıtmak için bulabilecekleri iyilik dolu sözcüklerdir. Kimilerini ölene dek unutamazsınız, geriye dönüp baktığınızda anımsayacağınız tek şey size neler hissettirdikleri olacaktır.
"İnsan kalabalığını sevmiyorum, işte o kadar! Ben kendi halinde bir yaşam sürmeli, ıssız yerlerde yaşamalıyım, ama yaşanacak doğru dürüst ıssız bir yer de bilmiyorum."