Okur her zaman kitap aracılığıyla belki kendi özvarlığıyla , henüz çözümleyemediği duygularıyla, belki insanlıkla , hayatla, doğayla daha yakın bir iletişime geçmeyi bekleyecek, düşleyecek ,arzulayacaktır.
Hep biliriz, sanatçılar duyarlı insanlardır. Kırılgan, alıngan, bazen saldırgandırlar . Şanssızdırlar ; duyarlıkları onları yalnızlığa iter. Şanslıdırlar; bir insanda mutlaka var olan ama çoğu kez farkına bile varılamayan kişisel yaratıcılığın bilincindedirler.
Ancak eline kalemi alıp, yapıt üzerinde olumlu olumsuz yargılar bildirmeden önce, aslolan, vazgeçilmez bir koşul vardır: Anlamak! Kavramak! Ve bir parça hissetmek!
Çekenler bilir, aşk ilişkilerinin en ıstıraplı yanı terk edilme acısı değildir. Acının pıhtılaşmasından sonra, iç dünyayı donuklaştıran küskünlük sürecidir.