Bakın çok açık konuşacağım. Bendeniz, iki bin lira aylık alan bir çağrı merkezi çalışanıyım. Hani kalite standartları gereği, görüşmelerimizin kayıt altına alınacağını söyleyen meçhul ses var ya, hah oyum işte!
Duygularını mütemadiyen yücelten, bağlılıklarını sonsuza dek süreceğini beyan eden aşıklar, nasıl da birbirlerini sosyal medyadan bile engelleyen hazırla ergenlere dönüşebiliyor.
Buhranlı geçen bazı gecelerimde soy ağacımı araştırdım. Mesela, belki Osmanlı hanedanından geliyorumdur ya da Müteferrika’nın torunu çıkarım da medyada hatırım geçer diye. Ama olmadı, soy ağacımdaki tek ünlü insan Hz. Adem’di. O da malumunuz fazla tanıdık bir simaydı.
Birlikte olduğunuz kişinin gözünde önce moda olursunuz. Sevgiliniz sizi sıkılmadan saatlerce dinler, entelektüel birikimlerinizden yararlanır, sırlarınızı, zayıf noktalarınızı öğrenir, benliğinizi büyük bir iştahla tüketir. Ancak aylar geçtikten sonra doğal olarak demode görünmeye başlarsınız. Bu durumun cinsiyetle veya karakterle ilgisi yoktur. İnsanoğlunun doğası böyledir.
Her mesleğin insanı yıpratan, değiştiren, bazen de içten içe yiyip bitiren yan etkileri vardır. Uzun süre kot pantolon taşladığı için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, İstanbul trafiğinde sinir hastası olmuş şoförler, hayatı paradan ibaret gören bankacılar… Herkes değişir.
Mesleğiniz bazen üstünüzdeki giysi olur, bazen de nihai