Kitaba baslarken kapak gorseli beni biraz ürküttü açıkçası. Ancak kitaba başladığımda sanki kitap kahramanlarindan biriymisim gibi hissetmeye basladim. Yazar, bu polisiye romani o kadar guzel kurgulamis ki, kitabin sonuna kadar kitapla aranizdaki bağ hic kopmuyor. Tabi bunda kitabin cok iyi şekilde cevrilmis olmasida büyük etken. Son zamanlarda okudugum en iyi polisiye romanlardan biri oldugunu soyleyebilirim.
SPOILER icerir!!!
Psikopat bir suçlu yüzünden ağır ruhsal çöküntü geciren Cassie, cinayet masasindan ayrilmaya karar vermis ve daha sakin bir birime naklini istemisti. Bu sirada tanıştığı Dedektif Sam O'Neill ile de aralarinda bir ilişki başlamıştı.
Birgün Sam, Cassie'yi bir olay yerine çağırdı. Manzara tuyler urperticiydi.
Yerde yatan Cassie'ydi!! Dahası kızın üzerinden çıkan ehliyet, Cassie'nin yıllar önce, gizli gorevdeyken kullandığı Lexie Madison kimliğine aitti. Ilk şoku atlatan genç kadin kendini bir anda olayin icinde buldu. Plana göre, Lexie'nin yerine geçecek, boylece katil, yarim bıraktığı işi bitirmek üzere ortaya cikacak ve kendini ele verecekti. Ya da...
Benzerlik ...
Teşekkürler 
Tana French , 630 sayfalık yolculuk için ;)
