“Çiçektepe’de çiçekler açılmadan kimi sırt sırta küs gibi duran, kimi yüz yüze bakan kondulardan üç ayrı mahalle oluştu. Üçünün adını da çocuklar buldu. Birinin aldı Fabrikadibi, birinin adı Çöpaltı, birinin adı da Dereağzı oldu.”
“Rüzgâr fabrikalardan çıkan kokuları çöp kokularına kattı. Durmadan kondulardan içeri taşıdı, insanların burnuna çarptı, insanlar camlarını, kapılarını sımsıkı örttüler. Zehirlenmemek için tas tas yoğurt yediler. Sineklerden korunmak için geceleri naylon çuval giydiler. Çocuklar naylon çuvalların içinde kayboldu. Büyükler dizlerini kırıp yatakların içinde der top oldu.
Naylon çuvalların ağızlara gelen yerlerine nefes delikleri açıldı. Naylon çuvalların içi buğulandı. Gece yarısından sonra çuvallar naylondan bulutlara döndü. Damla damla sıcak yaş döktü.”
"Kimi duvarlarına renkli taşlar kaktı. Kimi bahçesine ağaç dikti. Kimi kondusunun önüne direk dikip direğe bez bağladı. İnsanlar yeni yeni tanışıp kaynaşmaya başladıklarından adlarını getiremediklerinin 'bez bağlayan', 'taş kakan' diye işaretlerini söylediler. Bu yüzden bazı insanların adları unutuldu. Adları unutulan insanlar işaretleriyle çağrıldı. "