Kitap bitti, ben de bittim. Kalbim sızladı okurken, şu an bile birşeyler oturuyor üstümde, rahatsız edici bir sey. Yazmayın böyle kitaplar arkadaş, kastınız ne bize diyesim geldi, ne demesi, haykırmak daha doğrusu...
Ama acı seven birisi ağzından burnundan yaş gelse de varzgeçer mi acısından? Geçmez elbette. Biz de gamdan, hüzünden vazgeçemiyoruz. Çünkü dünyanın yani hakikatin tadı bu ne var ki.
Nasıl usta bir kalem, nasıl duru bir anlatım, çok beğendim. Kitap güzel mi? Güzel ne demek, mükemmel diyen dostum, benimle dalga geçmiş sandım ilk 50-100 sayfada. Ama daha sonra kahramanımız Zaur'un şüphe ve endişeleri ile hop oturup hop kalktım. Hala içimde varmış aynı ilkel duygular, Zaur'un yerine kendimi o kadar iyi koyabildim ki... Hele o ailelerin tutum ve davranışları, hesapları, kitapları... Bu kadar mı gerçekçi ve inandırıcı anlatılır? Yazar cidden büyük bir iş çıkarmış, okunması gereken bir isim şüphesiz. Ah, Tahmine, senin hakkında ne desem spoiler olacak. İlk 50-100 sayfayı ne kadar renksiz ve heyecansız okuduysam, son 50-100 sayfayı doruklarda bir heyecan ve etki altında kalma ile okudum.
Hani İskilipli Atıf hocayı anlatan bir film vardı, onun hayatını araştıran delikanlı filmin sonunda mahkemeye koşup kurtamak istiyordu onyıllar önce asılmış adamı ve koşuyor, koşuyordu.
Öyle bir ruh haline bürüdü kitap beni.
Tam dozunda bitti kitap, daha fazlasına dayanamazdım gibi geldi bana.
Kitapla kalın..