1900 yılların Londrasından sesleneceğim bu kez herbirinize.Üç kuruşluk Opera olarak gösterimde olan ardından benim çok etkilenerek yazıya döktüğüm üzerinde sekiz yıl çalıştığım bir "Satirik Roman" elinizde tuttuğunuz.
O yıllar da yaşanan fakir ve zenginlerin,sömüren ve sömürülen halkı o zaman ki rejimi sizlerle paylaşacağım evet...Paylaşacaklarım size hiç de yabancı gelmeyecek emin olabilirsiniz.
Yıl 2021 olmasına rağmen okuduklarım içler acısı...İnsanın içini yakan ise değişen hiçbir şeyin olmaması, insanoğlunun hiçbir gelişme göstermemesi... Ya da sisteme kurban edilerek gösterememesi kim bilir...
Bazı durumlarda halk olarak değiştirmek istediğimiz o kadar nokta var iken insanın elinden birşey gelmemesi ve olanlara seyirci kalması acı olan da bu değil mi zaten?
Gözünden sakındığın evladını bile para ve ticaret uğruna sisteme kurban etmek ne kadar acı...Kendin gibi olamamak,karakterinden ödün vermek,ayakta kalma mücadelesini yaşarken hırsının,paranın,gücün içinde ezilmek... Yavaş yavaş yok olmak....
Bunları zaten günümüzde yaşıyoruz fakat yaşamadığınız ya da hiç yaşama imkanınızın olmadığı yıllarda da aynı gücün emparyalizmi bu derece toplumda insanların hayatlarında okumak çok sarsıcıydı.
Ve eserde geçen karakterle emparyalizmin içinde ordan oraya savrulurken,biçim değiştirmesi farklı rollere girmesi olağanüstüydü.
Günümüzü daha iyi anlamak için bile olsa o yıllara gitmek gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiyle Kalın.