Öncelikle, kitap sırasıyla Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul şehirlerini müellifin gözünden anlattığı bir eser. Şehirlerin anlatımı yazarın anılarıyla süslenmiş. Kitapta zaman zaman sizi etkileyecek hadiselere rastlamanız mümkün. Ancak kitap benim nazarımda, hayatımda okurken en keyif almadığım kitaplardan biri oldu. Müellif şehirleri anlatırken o şehirle münasebeti olan kişileri o kadar fazla anlatmış ki kitap bir nevi “şehrin ünlü kişileri” kitabına dönmüş. Tanpınar, kendi ilgisinden dolayı tasavvuf ehlini ön plana çıkartmış; şehirlerden çok, o şehirlerde yaşayan mutasavvıfları anlatmış. Kitap, şehirler hakkında Tanpınar’ın ne yazdığını okumak için alınmamalı; şehirlerin tasavvuf tarihini okumak için alınmalı bu nedenle. Aynı zamanda müellifin tasvirleri de bir seyahat veya anı kitabı için fazlaca ağır ve gereksiz. Kitabın yalnızca Tanpınar’ın kendi çocukluk anılarını anlattığı ve kısmen de olsa şehirle ilgili doyurucu bilgiler verdiği kısımları olsa da ben bu kitapta aradığımı bulamadım.
