İlk kez bir inceleme de bulunacağım...
Beş şehir... Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dili oldukça ağır lakin kitabın içine daldığımız da bu ağır dil kaybolup gidiyor ve siz bu akışa kapılıyorsunuz. O yüzden bu dil beni yoran bir dil olmadı.
Kitapta anlatılan şehirler öyle güzel öyle ayrıntılı şekilde anlatılmış ki yazarın o şehirlerde geçen anılarını sizde onunla birlikte yaşayabiliyorsunuz.
Tarih, dil, din, kültür, sanat, doğa, mimari... ve daha sayamadığım bir sürü özelliklerine değinmiş bu beş şehrin. Bilmediğim, görmediğim şeyler öğrendim.
Zaman zaman sıkıcı gelse de kısa süre de bitirdim.
Kitabın arka kapağında da yazıldığı gibi ; “Beş Şehir’in” asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımız ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha da doğru olur.