Hayır, kurtarılmayı beklemiyordu, çok şey değişmesini de beklemiyordu. Kabullenilmek, içinde bulunduğu duruma hak ettiği değerin verilmesini istiyordu..
Tutucu, demode, hatta çağın gerisinde kalmış, pısırık, müşkülpesent insanlar... Onları herkes böyle tanımlardı ama onlara yakıştırılan ve sevecen olmayan sıfatların sayısı zaten belirsizdi. Onlarsa kendilerine ilişkin, inatla benimsedikleri bir görüşü savunurlardı ki bu, sıradan kişiler oldukları, böyle olmaya da hak taşıdıkları inancıydı; duygusal yönden titiz, perhizkar olmalarını,'sırf bu niteliklerin modası geçti diye eleştirmeye kimsenin hakkı olmamalıydı.