#beşincidağ
#PAULOCOELHO
"Yaşamımın anlamı, benim ona vermek istediğim anlamdı yalnızca."
"Tanrı her kulundan, yalnızca üstesinden gelebileceği şeyleri ister."
“Özgürlükte işte buydu: Kalbinin istediği şeyi hissetmek ve bunu başkalarının düşüncelerine bağlı olmadan yapmak.”
Beşinci Dağ, İlyas Peygamber’in romanlaştırılmış hayat hikayesini anlatıyor. MÖ 870 yılında İsrail’den ve peygamber kıyımını başlatan oranın korkunç Kraliçe’si İzebel’den kaçıp Fenike’ye sığınan İlyas, İsrail’e yeniden dönebilmek için Tanrı’nın izin vereceği günü bekliyor. Oraya gittiğinde aranan ve idam emri verilen İlyas’ı düşman olarak görsede ona kucak açan, evinde ağırlayan dul kadına ve oğluna büyük bir tutkuyla bağlanır. Fakat olaylar beklediği gibi gelişmez.
Tanrı’nın Meleği onunla konuşmaya her geldiğinde, haber geldi yurduma döneceğim ümidi taşısada İlyas, önce arayışını ve kendini bulma yolculuğunu tamamlaması gerekir. İlyas, peygamberlik vasfını ilk öğrendiği andan itibaren bir kabulleniş ve zorlu bir sınava tabi olacağının farkındadır.
Kitap ana temada peygamberliği yüzeysel anlatıyor. Çünkü Coelho’nun vurgulamak istediği başka yönlerin olduğu hissediliyor. Kendini bulma süreci, merhamet, inanç, direnme, bağlılık, kararlılık ve sorgulama gibi. Çok Tanrıcılığı ele alışı, inaç kavramını anlatış şekli nedeniyle çok eleştiriye maruz kalmış olsa da tarafsız ve objektif okunduğunda aslında sadece insan benliğine ve yaşama dair verdiği mesajlar görülecektir. Coelho’nun ‘Hüzünlerin hepsi mutluluğa açılan birer kapıdır’mottosuyla kapatıyorum. Okumaya değerdi…
