''Canım'' diye hitap edeceğiniz birisi.On yıl,yirmi yıl,belki de otuz yıl ötelerde kalmış.Mektup yazsanız adresi yok.Öğrenmek isteseniz yeri,yurdu belli değil.Daha da kötüsü sağ mı,ölü mü bilmiyorsunuz.
"Deli gönül" diye tabir ettikleri gönlünüz söz dinlemiyor. Deli dedik ya, çağır, konuş ve dertleş diyor sana. Bir değil, beş değil, on değil. Dayanamıyorsunuz, davetiye çıkarti yorsunuz. Gayba ihtar mahiyetinde bir davetiye...
Günler, aylar, yıllar geçiyor fakat ne çağırdığınız geliyor, ne kovduğunuz gidiyor. Dere kenarındaki söğüt ağacı misali bekliyorsunuz. Söğüdün çürüğü özünden olurmuş, yar için ağlayan da gözünden olurmuş. Sen ağlamasını da bilmiyorsun üstelik. Zamanla söğüt ağacı gibi içten içe çürüdüğünün farkına varıyorsun.