kendisini parti, gurup, cemaat gibi ölçülerin dışında tutarak fikir ve inanç adamı olarak tanımlayan karakoçun muhalif safın kötülüklerine değil, kendi görüşünü paylaşan kötülerin çokluğuna karşı "kendimizi temizlemek" , haksızlığa karşı susmamak adına kendine dönük olan bu tenkitleri zihnimde sorular buyur etti ve bazı konular üzerine aydınlık doğurdu. güzellik üzerine, yalnızlık,kaynak metnilerini okurken kendimle " insan nereye aittir? insan nerde mutludur? yalnızlığı ve ya insanlarla ahenk olan anları yaşamanın doğru ölçüsü nedir? sabırlı mıyız, korkak mı ? " gibi soruları tartıştım. aynı zamanda şiir ve tenkitlerdeki 1974-1990 türkiyesi ile şimdiki zamanın pekte farklı olmadığını, toplumun geçmişten bu yana aynı sorunları yoğunlaşmış bir biçimde tekrar-tekrar yaşadığını bir daha gözlemleme imkanı sundu. sorunların kaynağı olarak avrupalaşma isteğinin esinlenmeden ziyade berbat taklitçiliğe dönüşmesi , belli bir kitlenin islamı geleneklerle karıştırması, "bebeğe ihtar" msiyasette ikiyüzlülük ve susmak , düşünmeyi redd etmek gibi olguları sunmuştur. ve karakoç ( fikirlerime karşıt olsa bile) metinleriyle milliyetçi düşünceleri , müslüman türkistan düşüyle tabiri caizse islamcı safının bir kısmının düşünce dünyasıyla tanış etti.