Yaratılışına aykırı olan bir şeyi yapmaya zorlanmak, isyana sevk ederdi. Böyle bir durumu, tıpkı vücudun dışına çıkması gerekirken, etin içinde ters dönerek büyüyen, acıtan ve iltihap toplanmasına neden olan kıllara benzer.
Sevgisi bir tür tapınmayı andırıyordu; sağır, dilsiz, sessiz ve çılgınca bir hayranlıktı. Aşkını sadece gözlerinin sabitlenmiş bakışlarıyla, tanrısının her hareketini durmaksızın izleyen gözleriyle ifade ediyordu.
Derin bir sessizlik egemendi tüm o diyara. Her yer kasvete bürünmüştü, cansızdı, hareketsizdi; yerin ruhu o kadar yalnız, o kadar soğuktu ki, hüzünlü bile denemezdi ona. İçinde ufacık bir kahkaha kırıntısı vardı ama hüzünden de beter bir kahkahası bu; Sfenksin tebessümü kadar dönük, buz gibi soğuk, yanılmazlığın kibirli güvenini ve nemrutluğunu taşıyan bir kahkaha. Sonsuzluğun egemen ve ketum bilgeliği, hayatın nafile gayretine, yaşamın beyhudeliğine kahkahalarla gülüyordu.