Bundan böyle her şeyin dış görünüşüne karşı sonsuz bir güvensizlik içinde olacaktı. Bir şeye inanması için önce onun iç yüzünü,gerçeğini öğrenmesi gerekecekti.
Tıpkı bir köpek gibi heyecanlıydı, gelgelelim bakışlarında bir köpeğin bağlılığı değil de dişleri kadar kıyıcı, soğuk, acımasız bir açlığın amansızlığı okunuyordu