"...indi onun qəlbində kədərlə dolu bir boşluq vardı; gözəl xəyallardan qurduğu əzəmətli saray onun ətrafında, heç bir iz buraxmadan, səssiz-səmirsiz uçulub dağılır, yuxu kimi sürətlə əriyib gedirdi..."
Gökyüzü öyle yıldızlı , öyle berraktı ki, onu gören kendine sormadan edemezdi :
Nasıl oluyor da böyle bir göğün altında türlü türlü suratsız , kaprisli insan yaşayabiliyor?
Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gök öyle yıldızlıydı, öyle aydınlıktı ki, ona bakınca insan ister istemez kendi kendine soruyordu: Böyle bir göğün altında huysuz ve kaprisli insanlar yaşıyor olabilir mi gerçekten?