"Kerem babası gibi pilot olma hayalleri kuran renk körü bir çocuktur. Kollarını kanat yapıp uçarak gittiği okuluna Sude isimli yeni bir öğrenci gelir. Sude’nin ten rengi hastalığından dolayı doğuştan farklıdır. Kerem, Sude’yi görür görmez aşık olur. Ancak Sude’nin aklında tek bir soru vardır: “Acaba Kerem beni herkes gibi görse yine de sever mi?”
“Sude bir gün yanıma elinde, büyük boy bir tuval ve ufak bir torbanın içinde çeşit çeşit fırçalar ve boyalarla çıkageldi. Benden kendisini nasıl gördüğümü resmetmemi istedi. Üstelik annesinin bana teşekkür mahiyetinde diktiği beyaz ressam önlüğünü belime bağlamıştı. “Artık pelerinin de var” demişti.”
Sude’nin sorusunun gölgesinde çocuk anlatıcının dilinden dinlediğimiz bu uzun hikâye ilk aşkı ve büyümeyi resmediyor. Bu büyüme ve ilk aşk bizi 80’lerden günümüze doğru sürüklüyor. Öyle ki her şey Kerem’in 1984 Eylül’ünde Beyaz Gelincik’i görmesiyle başlıyor."