Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar,
milli ruhun birer kopyasıdır, halk kitlesinin içinden
doğmuştur.
Tarih bazı milletlerin ve devletlerin feci sonlarını yazdığı
gibi, bazı devletlerin ve milletlerin ilerleme ve yükselmesini
yazmak için de parlak sayfalar açmaktadır.
Akıl ve sağduyu sahibi devlet adamlarına sahip olan ülkelerde artık bu iş böyle yapılmamaktadır. Bu ülkelerde,
krizlere, kaoslara, toplumsal sarsıntı ve çalkantılara yol
açmadan, daha bilgece, daha adilce yöntemlere
başvurulmaktadır.
''Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır? "