Eğitim ile ilgili tüm kitaplar ilgimi çekiyor.
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı .
Grigoriy Petrov'un hayatı ,Gorki olan dostluğu Tolstoy ile bağlantısı, hepsi her şey mükemmel görünüyordu .
Üzerine bir de Atatürk'ün önerdiği kitap olması bende bayağı heyecan uyandırdı.
Ancak eserin sahibi Finlandiya'lı Pekka Kauppala'nın sayfaların altına yazdığı notlar maalesef kitabın üzerimdeki etkisini düşürdü.
Kitap ideal ve herkesin kolayca anlayabileceği (uygulanabilecek ) bir sistemi anlatıyor .
Kitapda ne Thomas More'un Ütopya'sı gibi hayali ,ne de J.J Rousseau'nun Emile'i gibi hayal ürünü bir hikaye var.
Tamamı ile gerçekleşmiş bir olay .
Hatta Cumhuriyet Türkiye'sinde de çok benzer hamleler yapılmış .
Ancak araştırmacı dörtte biri kurgu olan bu muhteşem gerçek hikayeyi .
Bu gerçek olamaz, çünkü o zamanlar böyle bir adam yoktu veya o yenilik yirmi sene sonra yapıldı diyerek kitabın tadını kaçırıyor.
Aydınların hor gördüğü yoksul halkın , aydınlar duyarsızlığı yüzünden bu halde olduğunu ve aydınların onlardan şikayetçi olmasının ne kadar yanlış bir şey olduğunu .
Eğitimin ,Ordunun , dinin ve ticaretin, millet yararına nasıl organize edilebileceğini bu kitapta görecekisiniz.
Muhakkak okuyun .
Bence Pekka sayfaların altına not düşmek yerine başlangıçta yazdığı bilgilendirme notuyla kalsaydı çok daha iyi yapardı.
İyi okumalar.
