Çoğumuzun duymadığı bir eser Beyazlı Kadın.. Bu kitabı iş yerinden çalışma arkadaşımın önerisi üstüne alıp kitaplığıma koydum.. Normalde kitaplığıma aldığım kitaplar sırasının gelmesi için en az 8-9 ay beklerler ama Beyazlı Kadın için bu süre o kadar olmadı.. Arkadaşım, kitap hakkında o kadar çok övgü dolu sözler sarfetti ki bana, kitaplığıma girdiğinin ikinci haftasında kitabı elimde buluverdim.
Kitap; ilk sayfasından itibaren sizi içine çekiyor ve sürükleyiciliğini hiç bir sayfada kaybetmeden sürekli tırmanarak ilerliyor. Kitabı okurken insan şunu düşünmeden edemiyor, Neden bu kitap çok okunanlarda değil ya da ismini daha önce neden duymadım, bunca zamanı neden kaybettim bu kitabı okumak için?
744 sayfalık bir eser olmasına karşın bir çırpıda okunacak bir kitap. Elinizden bırakmak zorunda kaldığınızda da sürekli kafanızın içini kurcalayan, acaba ne olacak dedirten, kısacası sizin her hücrenize kadar saran bir kitap Beyazlı Kadın...
Okuma listelerine eklenmesi gereken, pozitif ayrımcılığı hak eden, bir an önce kütüphaneye eklenmesi gereken bir kitap..
Son söz olarak şunu eklemek isterim; Charles Dickens ve kitabın yazarı Wilkie collins yakın arkadaşlarmış zamanında. Wilkie bey kitabı bitirdikten sonra Charles bey'e okutmuş. Bay Dickens kitabı o kadar beğenmiş ki, aynı bu tür bir kitap yazmaya çalışmış fakat başarılı olamamış...
Beyazlı Kadın'dan sonra yazılan tüm gotik romanlar onun taklidi olmaktan öteye gidememiştir...