1980’li yillar “iktisadi aklin” rönesans yillaridir! Neo-liberalizmin vatani Amerika’nin öncülügünü yaptigi “esitlik yerine özgürlük”sloganinin, aslinda sirketler için “ticari ifade özgürlügü”nden baska bir sey olmadigi ortaya çikmis, kutsallastirilmis bir kavram olan “piyasa” bireysel ve kolektif hayata sizarak, demokrasi ve özgürlügün gündelik hayattaki yasanma alanlarini tahrip etmistir. “Yükselen degerler”in en gözde meslegi olan reklamcilik, “seçkin”, “bireyci”girisimcilerinin, bütün dünyayi isgal eden gazeteleri, pembe dizileri, yarisma programlarini, uydu yayinlarini “becerikli” bir biçimde kullanmasi sayesinde dünyayi tek bir imge pazarina dönüstürmüs, cilali ürünlerin satilmasi için beyinlerin standartlasmasini, igfale uygun hale gelmesini saglamistir. Alinan, satilan seyin, isim, marka ve hayale dönüstügü günümüzde “alisveris” bile sahiciligini yitirmis, simülatif bir “degis tokus”a dönüsmüstür. Saatchi & Saatchi, Young & Rubicom vs.gibi reklam sirketleri girdikleri uluslararasi ittifaklarla askerlerin ve devlet adamlarinin yapamadigini basararak dünyayi global bir imparatorluga dönüstürmüslerdir. Cuntalarin halkla iliskilerini üstlenip, demokratik girisimler aleyhine kamuoyu hazirlayan ve her türlü partinin seçim kampanyasini yürütebilenler, yeni dünya düzensizliginin “parlak” aktörleri olan reklamcilardir. Coca Cola, Pepsi Cola, Adidas, Nestle, McDonald’s, Sony, Marlboro, Levi’s gibi markalari dünyanin her yerinde mevcut ve “arzulanir” kilan; ayni ürünü degisik ülkelerde farkli imajlarla pazarlayan, hayali ihtiyaçlar yaratanlar yine reklamcilardir. Üçüncü dünya ülkelerinde ise reklam saldirgan bir modernlige dönüsmüstür. Cips, corn flakes, hamburger ve gazozlu içecekler yüzünden dogal beslenme aliskanliklari yok olmus; misirin anavatani olan Meksika misir ithal eder duruma gelmis; Brezilya dünyanin en önemli portakal ihracatçisi iken besleyici hiçbir özellik tasimayan Fanta Orange tüketiminde birinci siraya çikinca, nüfusun büyük çogunlugunda C vitamini eksikligi görülmüstür. Reklamcilikla ilgili kitaplarin, insanlari yuppilige özendirilmek amaciyla yayimlandigi günümüzde, Mattelart’in çok sayida örnekle beslenen bu ciddi ve sabir ürünü arastirmasi, yeni ve elestirel bir muhalefet anlayisinin insasina imkân saglamaktadir. Hayati, “yükselen degerler”in cazibesinden uzak durarak anlamak isteyenler; ilanlarin, kliplerin, reklam filmlerinin sahte pariltisindan baska kaygilar tasiyanlar ve beyinlerinin nasil, niçin ve kimler tarafindan igfal edildigini merak edenler için vazgeçilmez bir kitap... Beyin Igfal Sebekesi.
