Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı

Edwin Fuller Torrey

Öne Çıkan Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı Gönderileri

Öne Çıkan Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı kitaplarını, öne çıkan Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı yazarlarını, öne çıkan Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Darwin ve inançsızlık
Daha sonraki yıllarda, oluşturduğu kuramlar Darwin'i tanrıya karşı tam bir inançsızlığa götürdü. Otobiyografisinde şunları yazmıştı: "İnançsızlık bana çok yavaş bir şekilde, süzülerek geldi ama sonunda tam olarak yerleşti. Bu öylesine yavaş bir hızda gerçekleşti ki hiçbir gerginlik hissetmedim, o zamandan beri de vardığım sonucun doğruluğundan bir an bile olsun şüpheye düşmedim."
Çok merakla almıştım, güya hemen okuyacaktim 🥲🤦‍♀️ Seneidevriyesi gelmişken yeniden aklıma düştü, bi bakayım bakalım 🤗
Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı
Beynin Evrimi ve Tanrıların Ortaya Çıkışı
Reklam
Darwin ve Tanrı inancı. "Ne çok acı var."
Dünyadaki bunca kötülüğün gerçekleşmesi sorunu pek çok insanda olduğu gibi Darwin'de de inanç kaybına katkıda bulunmuştu. En sevdiği kızının 10 yaşındayken muhtemelen tüberküloz nedeniyle ölmesi onu çok üzmüştü. Darwin, sözüm ona gücü her şeye yeter ve her şeyi bilen bir tanrının "milyonlarca tür hayvanın neredeyse sonsuza kadar acı çekmesine" nasıl izin verebildiğini de sorguladı. Bir arkadaşına şunları yazmıştı; "Etrafımızda tasarıma ve iyiliğe, ihsana dair bir kanıtı başkalarının gördüğü gibi açık bir şekilde göremiyorum ben. Bence dünyada çok fazla sefalet ve acı var." En nihayetinde Darwin, yaratılış sürecinde de bir tanrısal varlık algılayamaz oldu; ona göre "organik varlıkların çeşitliliğinde ve doğal seçilim eyleminde rüzgarın esme biçiminden daha fazla tasarım yoktu."
Darwin ve Tanrı inancı
Gençliğinde Darwin geleneksel Hristiyan inancına sahip biriydi, hatta papaz olmayı bile düşünmüştü. ... Kişisel notlarını tuttuğu defterine "din ile ilgili olarak epey düşündüğünü" yazmış ve kendine has kısa ve öz yazı tarzı ile "düşüncelerin (daha doğrusu arzuların) kalıtsal olmalarından ötürü beynin bir tür salgısı olabileceklerini "ileri sürmüştü. Bu doğruysa, diye devam etmişti "Tanrı inancının beynin kalıtsal yapısından, düzenlenişinin Tanrı sevgisine yol açan etkisinden başka bir şey olduğunu düşünmek zordur". Bu nedenle, Darwin'e göre düşüncelerin, arzuların ve Tanrı sevgisinin tümü beyin organizasyonumuzun ürünleriydi. O dönemde yalnızca 29 yaşında olan Darwin, bu düşünceleri halka açıklamaya henüz hazır değildi. Ortaya koyduğu doğal seçilim kuramlarının, insanın tanrının suretinden yaratıldığına dair Hristiyan inancı ile keskin bir farklılık gösterdiğini biliyordu; dini kurumları ve çok dindar biri olan karısını rahatsız etmekten çekinmesi doğal seçilimle ilgili kuramlarını 20 yıl daha yayınlamamasının önemli bir nedeniydi.
Tanrıların imal edilmesi
Tanrılar, yaklaşık iki milyon yıl süren bir hamilelik sonrasında doğdu. Hominin(insanımsı) beyinlerinin yapısal ve işlevsel olarak, primat benzeri beyinler olmaktan çıkıp modern Homo Sapiensin bilişsel kabiliyetlerine sahip olan beyinler haline gelmesi bu denli uzun sürdü. Tanrılar'ın evrimsel bir kökeni olduğu gerçek kabul edildiğinde, homininlerde yaklaşık 40.000 yıl öncesine kadar bir tanrı kavramı oluşmayacak, ayrıca tanrıların kendileri de muhtemelen yaklaşık 10.000 yıl öncesine kadar tam olarak görünür olmayacaklardı. İnsan beyni ve dolayısıyla kendisinin farkında olan insan dünyası, bahsettiğimiz süreden önce hazır olmayacaktı.
Bize tanrıları ve kurumsal dinleri getiren Homo Sapiens'in evrimsel yolculuğu gerçekten olağanüstüdür. Beynimiz yalnızca evrilmekle kalmadı, aynı zamanda evrim sürecini anlamamıza, bu süreçle ilgili yazılar yazmamıza ve hayatımız üzerindeki etkilerini düşünmemize olanak tanıyan bir şekilde evrildi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.