Harry Hole Serisi 12

Bıçak

Jo Nesbo

Bıçak Sözleri ve Alıntıları

Bıçak sözleri ve alıntılarını, Bıçak kitap alıntılarını, Bıçak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dağda kulüben varken neden aya gidesin ki?"
"Düşünceler özgür olmak zorunda, değil mi?"
Reklam
"Yüzeye çıkabildin mi?" "Hayır ama en azından artık daha dibe batmıyorum"
Acıyı bir süreliğine kandırabilirsin ama o ne yapıp edip seni yakalar. Biraz olsun rahatladiginda, gardını düşürdüğünde, başını siperden çıkardığında...
“Cenazede ağlayan bir bebeğin sesini duymak bazılarına rahatlatıcı geliyor olmalıydı çünkü hayatın aslında devam ettiğini hatırlatıyordu.”
Sayfa 116Kitabı okudu
“Mutluluk eroin gibiydi. Bir kez tadına baktınız mı, bir kez mutluluğun var olduğunu öğrendiniz mi bir daha asla mutluluğun olmadığı sıradan bir hayattan memnun olmazdınız. Çünkü mutluluk bir tatminden fazlasıydı. Doğal değildi. Mutluluk insanı titreten istinai bir durumdu; biteceğini bildiğiniz saniyeler, dakikalar, günlerdi. Ve üzüntü bittikten sonra değil, daha o anda başlardı. Çünkü mutluluk hiçbir şeyin aynı kalmayacağını, elinizde olanları elbet kaybedeceğinizi, yoksunluk sancıları çekip kaybettiklerinizin yasını tutacağınızı, acı çekme sınırınızın ne kadar geniş olduğunu bildiğiniz için kendinize lanet okuyacağınızı size korkunç bir şekilde öğretirdi.”
Reklam
Ölmekten korkuyordu ancak yaşamaya da çok hevesli değildi.
Sayfa 189 - Doğan KitapKitabı okudu
Görünüşe bakılırsa insanları konuşturan şey acının kendisi değil, acının korkusuymuş.
Sayfa 196 - Doğan KitapKitabı okudu
Hayat iyi bir araba sürmemek için fazla kısaydı.
Sayfa 445Kitabı okudu
"Delilik, kendimize duymak istediğimiz cevaplar verdiğimiz tek kişilik bir diyalogdur. "
Sayfa 243 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Acıyı bir süreliğine kandırabilirsin ama o ne yapıp edip seni yakalar. Biraz olsun rahatladiginda, gardını düşürdüğünde, başını siperden çıkardığında...
Harry bir zamanlar mutluydu ama mutluluk eroin gibiydi: bir kez tadına baktınız mı, bir kez mutluluğun var olduğunu öğrendiniz mi bir daha asla mutluluğun olmadığı sıradan bir hayattan memnun olmazdınız. Çünkü mutluluk bir tatminden fazlasıydı. Doğal değildi. Mutluluk insana titreten istisnai bir durumdur; biteceğini bildiğiniz saniyeler, dakikalar, günlerdi. Ve üzüntü bittikten sonra değil, daha o anda başlardı. Çünkü mutluluk hiçbir şeyin aynı kalmayacağını, elinizde olanları elbet kaybedeceğinizi, yoksunluk sancıları çekip kaybettiklerimizin yasını tutacağınızı, acı çekme sınırınızın ne kadar geniş olduğunu bildiğiniz için kendinize lanet okuyacağınızı size korkunç bir şekilde öğretirdi.
Evrim kendisini haklı çıkarıyordu. Her şey bir zaman meselesiydi.
RAND'in yaptiği bir araştırmaya göre Afganistan ve Irak'ta görev yapan Amerikan askerlerinin yüzde yirmisine, hatta neredeyse yüzde otuzuna TSSB teşhisi konulmuş. Aynısı Vietnam'da savaşan Amerikan askerleri için de geçerli. Oysa İkinci Dünya Savaşı'ndaki Müttefik askerlerinde bu oran yarı yarıya düşükmüş. Psikologlar bunu askerlerin Vietnam, Irak ve Afganistan'daki savaşları anlamamış olmasına bağlıyor. Hitler'e karşı neden savaşılması gerektiğini herkes biliyordu. Vietnam, Irak ve Afganistan'a giden askerler ise ülkelerine döndüklerinde törenlerle karşılanmadılar ve herkes onlara şüpheyle baktı. Askerler eylemlerine onları haklı çıkaracak mantıklı bir açıklama getiremedi. Bu yüzden İsrail adına savaşmak daha kolay. Orada TSSB oranı yüzde sekizlere düşüyor. Daha az vahşet olduğu için değil, askerler etrafı düşmanlarla çevrili küçük bir ülkeyi koruduklarına kendilerini inandırdıkları ve toplum tarafından daha fazla destek gördükleri için. Bu onlara öldürmek için basit ancak ahlaki açıdan haklı bir neden veriyor. Yaptıkları şeyi elzem ve anlamlı görüyorlar.
“Çocuğunu ilk kez gördüğün ve tamamen âciz olduğunu farkettiğin an yetişkin oluyorsun. Çünkü büyüyene kadar yetişkinlerin dünya kadar yardımına ihtiyacı olacağını biliyorsun.”
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.