Quotes

See All
Uyarı:
Bid’at-ı Hasene (güzel bid’at) ve Bid’at-ı Seyyie (çirkin bid’at) diye, bid’atları iki kısma ayıran kimse, yanılgı ve hataya düşmüş ve Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in; “Ve her bid’at, dalâlettir” emrine aykırı davranmıştır. Çünkü Rasûlullah sallâllahu aleyhi ve sellem bütün bid’atların dalâlet olduğuna hükmetmiştir. Ancak bid’atları iki kısma ayıran kimse, her bid’at dalâlet değildir, bilakis güzel bid’at da vardır demektedir.
Sayfa 12 - Karınca & Polen YayınlarıKitabı okudu
Her kim Kur’an ve sünnetten yüz çevirirse, dalâlet yolları ile sonradan ihdâs olunan bid’atlar arasında bocalayıp durur.
Reklam
Şeyhul-İslâm İbn-i Teymiyye (r.h) Mevlid kandili konusunda şöyle der: “Yine, bazı insanların ihdâs ettikleri şey, ya İsa (a.s)'nin doğum gününü kutlayan hıristiyanlara benzemektir, ya da Peygamber (s.a.v)'a sevgi duymak ve saygı göstermektir.İnsanlar, doğum gününü kutlama konusunda farklı olmalarına rağmen, her kim Peygamber (s.a.v)'ın doğum gününü bayram edinirse, (bilsin ki) seleften hiç kimse bunu yapmamıştır.Bunda hayır olsaydı veya bunu yapmak daha tercih edilen bir görüş olsaydı, onlar Peygamber (s.a.v)’i bizden daha çok seviyor ve bizden daha çok O’na saygı duyarlardı.Çünkü onlar, hayra bizden daha düşkündürler.Peygamber (s.a.v)’i sevmek ve O’na saygı göstermek, ancak O’nun yaptığı gibi yapmak, O’na itaat etmek, O’nun emirlerine uymak, gizli ve açık olarak sünnetini yaşatmak, gönderildiği bu dîni yaymaya çalışmak ve bu uğurda kalp ile, el ile ve dil ile cihâd etmektedir.Çünkü bu yol, ilk müslümanlar olan Muhâcir, Ensâr ve onlara en güzel bir şekilde tâbi olanların yoludur.
İbn-i Teymiyye: İktidâus-Sırâtıl-Mustekîm Cilt:2. Sayfa:615Kitabı okudu
“Şüphesiz ki bu (İslâm), benim dosdoğru yolumdur.Öyleyse o yola uyun, dalâlet yollarına uymayın.Çünkü o yollar, sizi Allah’ın yolundan uzaklaştırır.Allah, (emirlerini yerine getirip yasaklarından da kaçınmak sûretiyle azabından) sakınmanız için bunları emretmiştir.” En'am 153
Hiç şüphesiz ki Kur'an ve sünnete sarılmak, bid'atlara ve dalâlete düşmekten bir kurtuluştur..
Dînde yeni şeyler ortaya çıkarmak haramdır.Çünkü dînde asıl olan, Kur’an ve sünnetle sâbit olmasıdır. Bid’at-ı Hasene (güzel bid’at) ve Bid’at-ı Seyyie (çirkin bid’at) diye, bid’atları iki kısma ayıran kimse, yanılgı ve hataya düşmüş ve Peygamber (s.a.v)’in; “Her bid’at, dalâlettir” emrine aykırı davranmıştır.
Reklam
Peygamber (s.a.v)'in vefâtından sonra sahâbe, ne onun odası ve kabrinden bereket ummuş, ne onun namaz kıldığı yerlere yönelmiş, ne de oturduğu yerlerden bereket ummuşlardır. Bunu yapmadıklarına göre evliyânın makamından bereket ummamak daha önce gelir.Sahâbenin en fazîletlileri olan Ebû Bekir ve Ömer gibi salih kimselerden ne hayatta ne de vefât ettikten sonra bereket ummamışlardır. Sahabe, namaz kılmak veya duâ etmek için Hirâ mağarasına da gitmemişlerdir.Aynı şekilde Allah Teâlâ’nın Musa (a.s) ile konuştuğu Tûr dağına namaz kılmak veya duâ etmek için de gitmemişlerdir.Bundan başka evliyâ makamlarının olduğu söylenen dağlara veya herhangi bir peygamberin ayak izlerinin üzerine inşâ edilen bir türbeye gitmemişlerdir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.