Big Sur ve Hieronymus Bosch'un Portakalları

Henry Miller
9.3/10
7 Kişi
23
Okunma
10
Beğeni
2.180
Görüntülenme
Bu yöreyi ilk gördüğümde "Burda huzuru bulacağım." diye geçirmiştim içimden. "Burda yapmak için dünyaya geldiğim işi yapacağım." Bizi gölgeleyen tepenin arkasında neredeyse kimsenin ayak basmadığı bir bölge var. Sonsuza dek ayrı tutulmak için tasarlanmış harikulade bir orman. Geceleri sizi kuşatan sessizliği hissederseniz; tepenin ötesinde başlayan, ılık rüzgarla sise ve yıldızlara sızan, kıvrımlarının arasında toprağın gizemi denli derin bir gizem getiren bir sessizlik. Manyetik, iyileştirici bir ortam. Kaygıları ve dertleriyle kentlilerin varlığı gerçek bir ahenksizlik oluşturur burada. Geçmişin cüzzamlıları gibi yaralarıyla gelirler. Buraya her yerleşen son yerleşimci olmasını umar. Manzaraya uzun bir bakış onu koruma arzusu hissetmeye yeter birkaç parlak ruhun kendileri için sakladıkları ilahi bir yöre. "Big Sr ve Hieronymus Boschun Portakalları" bir yerin portresidir. Sınırları ve modern hayatın klişelerini aşıp kendi cennetlerini bulmak isteyenlerin buluştuğu bir yer... Toplumdan kopup doğru bir hayatı, kendi hayatlarını yaşamak isteyenler için yeni bir cennet, yeni bir dünya... "Big Sur ve Hieronymus Boschun Portakalları", çok renkli, sıradan olmayan insanları, büyümüş de küçülmüş çocukları, içten, samimi, zararsız, huysuz ve tanımlanamayacak büyükleri ile Henry Miller'in en büyük karakterler çalışması... (Arka Kapak)
344 sayfa

Yazar Hakkında

Henry Miller
Henry MillerYazar · 21 kitap
Henry Valentine Miller, yaşadığı dönemdeki edebiyat formlarının dışına çıkarak roman, otobiyografi, felsefe ve mistizmi karıştırarak kendi tarzını yaratmıştır. Kendi hayatından aldığı gerçekleri tekrardan kurgulayarak kitaplarına aktarmıştır. Alman göçmeni katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası terzi Heinrich Miller, annesi ise Louise Marie Neiting'di. Çocukluğu Brooklyn'de geçti. Gençliğinde çeşitli işlerde çalıştı ve kısa bir süre New York Şehir Üniversitesi'nde okudu. 1928 ve 1929 yıllarında ikinci karısı June Edith Smith (June Miller) ile birlikte birkaç ay Paris'te geçirdi. 1930 yılında tek başına Paris'e taşındı ve II. Dünya Savaşı patlak verene kadar burada yaşadı. Bu dönemde meteliksiz bir şekilde arkadaşlarından geçinerek avare bir hayat sürdü. Anais Nin, Alfred Perles, ve Lawrence Durrell gibi yazarlarla dostluk kurdu. 1931'in sonbaharında Alfred Perlés vasıtasıyla Chicago Tribune'un Paris baskısında bir iş buldu. Sevgilisi Anais Nin'in desteğiyle 1934 yılında ilk kitabı Yengeç Dönencesini (Tropic of Cancer) yayımladı. Ardından Kara İlkbahar (Black Spring) (1936) ve Oğlak Dönencesini (Tropic of Capricorn) (1939) yazdı. Kitapları ABD'de müstehcen bulunduğu için yasaklandı. Ancak elden ele ulaştırılan kitapları ona belli bir ün kazandırdı. 1940'da ABD'ye döndü ve California'da Big Sur'a yerleşti. ABD'nin kültürel değerlerine ve ahlâkî tavrına meydan okuyan çalışmalarına devam etti. Hayatının son yıllarını Pacific Palisades'de geçirdi. Yengeç Dönencesi'nin 1961 yılında ABD'de yayımlanması bir müstehcenlik davasına neden oldu. 1964 yılında ABD Yüksek Mahkemesi kitabın bir edebiyat çalışması olduğuna karar verdi. Bu olay cinsel devrimin kilometre taşlarından biriydi. Kitabın basılmasını savunan avukat Elmer Gertz ve Miller sonraki yıllarda yakın arkadaş oldular. Edebiyat çalışmalarının yanında Miller bir ressam ve amatör bir piyanistti.
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.