Bilim Tarihine Giriş

Remzi Demir
Edip Ahmet Yükneki'ye göre, bizi mutluluğa ulaştıran şey bilgidir; öyleyse yalnızca bilgili insanlarla dost olunmalı, bilgisiz insanlardansa uzak durulmalıdır. İnsan, bilgisi sayesinde öldükten sonra da yaşamaya devam eder; oysa bilgisiz insan, yaşarken ölmüş gibidir; ne tanınır ne de ismi bilinir. Bilgiden ancak bilgili insan anlar; ancak o tadabilir. Bilgi, malı olmayanlar için bitmeyen bir hazine ve soyu olmayanlar için tükenmeyen bir soydur. Yaratan Tanrı bile, ancak bilgi ile bilinir. Bilgisizlikten hayır gören var mıdır? Öyleyse yaşarken bıkmadan ve usanmadan bilginin peşinden koşmak gerekir.
Sayfa 171
Platon, üzdün
"Hekimler, yurttaşlar arasında bedenleri ve ruhları iyi olanlara bakmalı, böyle olmayanları ise ölüme terketmelidir."
Sayfa 57
Reklam
Platon
"İnsanların doğruyla eğriyi kendi kendilerine ayıramayıp mahkeme ve yargıca başvurmaları, adaleti başkalarından beklemeleri çirkin bir şey değil midir?"
Sayfa 57
Platon
Gezegenlerin düzgün dolanımları bir tanrı'nın var olduğunu ilham eder. Nasıl bir saatin mekanizması ve düzenli işleyişi, onun bir yapıcısı ve bir ustası olduğunu ama bu yaratıcının saatin içinde değil dışında bulunduğunu düşündürürse gezegenlerin dolanımlarının da tıpkı bunun gibi gezegenlerin bir tanrı olmadıklarını ancak bu düzenli dolanımlarının ardında akıllı ve becerikli bir ustanın,yani bir tanrı'nın bulunduğunu sezdirir.
Sayfa 56
Pythagorasçılar
Gök cisimlerinin, müzikteki aralıklarla göre sıralandıklarını, dolanımları sırasında, her birinin harmonik sesler çıkardıklarını ve bu seslerin evrenin kendine özgü müziğini oluşturduğunu söylüyorlardı; ama ölümlülerin kulaklarının bu müziği işitmeleri olanaksızdı.
Sayfa 27
Platon
Gezegenlerin düzgün dolanımları bir Tanrı'nın var olduğunu ilham eder. Nasıl bir saatin mekanizması ve düzenli işleyişi, onun bir yapıcısı ve bir ustası olduğunu ama bu yaratıcının saatin içinde değil dışında bulunduğunu düşündürürse, gezegenlerin dolanımları da tıpkı bunun gibi, gezegenlerin birer tanrı olmadıklarını, ancak bu düzenli dolanımlarının ardında akıllı ve becerikli bir ustanın, yani bir Tanrı'nın bulunduğunu sezdirir.
Sayfa 56
Reklam
Platon
Değişim içinde bulunan görüntülerin bilgisini bir yana bırakarak, hiçbir zaman değişmeyen ideaların bilgisine ulaşmak gerekir; felsefenin amacı bu olmalıdır; gerçek bir filozof, bu aldatıcı görünümlerin ardına saklanmış olan mutlak bilgiyi, yani ideaların bilgisini yakalayabilen kişidir.
Sayfa 53
Empedokles
Her şeyin temelinde toprak, su, hava ve ateş olmak üzere dört ögenin veya dört kökün bulunduğuna ve bunları birbirlerine yakınlaştıran veya uzaklaştıran güçlerin sevgi ve nefret olduğuna inanır. Bu dört öge, değişmez ve ölümsüzdür; farklı oranlarda birleşerek, evrendeki farklı varlıkların oluşmasını sağlar. Bunlar aynı zamanda insanlardaki eti, kanı ve diğer unsurları da oluşturur ve onların mizacını belirler; mesela bir insanda hava ögesi baskınsa, havasal bir mizaca (havai), ateş baskınsa, ateşsel bir mizaca sahip olur; bu son mizaçtakiler, çabuk sinirlenen, saldırgan tiplerdir.
Sayfa 33
Pythagorasçılar
Bütün gök cisimlerinin, yani gezegenlerle yıldızların küresel olduklarına ve dairesel yörüngeler üzerinde hareket ettiklerine inanıyorlardı. Evren ikiye ayrılmıştı: Ay-üstü evren ölümsüz varlıkların, tanrı, tanrıçaların ve ruhların; Ay-altı evren ise cansız maddelerin ve ölümsüzlerin bulunduğu bölgeydi.
Sayfa 27
Bilgi arayışında yöntem olarak gözlem ve deneyin güçlü bir biçimde gündeme gelişi ve yaygınlaşması, doğa bilimlerinin doğuşunu hızlandırdı.
Sayfa 121
Reklam
Ruh olarak sen ve siz çok gençsiniz; çünkü ne eski geleneklere ne de yüzyıllar öncesinden gelen bir bilime sahipsiniz.
Genç=olgun olmayan anlamında
Platon'a kalsak hapı yuttuk
"Hekimler, yurttaşlar arasında bedenleri ve ruhları iyi olanlara bakmalı, böyle olmayanları ise ölüme terketmelidir."
Sayfa 57 - Beden tamam da "ve" ruhları yazıyor orada sıkıntı yaşarız.
Alıcı toplumlarda bilimlerin yeşermesi ve yerleşmesi imkanı, yapılan tercümelerin niteliği ve sayısı ile doğru orantılıdır.
Sayfa 123
Medlerdir onlar, persler olsa yerinde duramazsın. Güneş kimin için kutsal?
Bu okulun (milet) ilk temsilcisi olan Thales MÖ 624 yılında doğmuş ve MÖ 548 yılında ölmüştür. Varlıklı bir tacirdi. Yunanlı yedi bilgeden birisi olarak kabul edilmekteydi. Thales ile ilgili şu hikaye kayıtlara geçmiştir. Lidyalılarla Persler arasında uzun süren bir savaş sırasında, 28 Mayıs 585 tarihinde, Güneş'in tutulacağını önceden bildirmiş ve bu olaydan çok etkilenen iki kral derhal bu savaşa son vermişlerdir.
Sayfa 19
Hipokrates
Kutsal denilen hastalığın tartışmasını yapacağım. Benim düşünceme göre, tanrısal veya kutsal hastalık yoktur. Hastalıkların nedenleri doğaldır. Tanrısal sanılması, insanın deneyimsiz oluşundan ve özel karakteri nedeniyle şaşırmasından ileri gelir. Eğer insanlar, ona ilişkin bilgilerin eksikliği nedeniyle kutsal kaynağa inanmayı sürdürürlerse, onu anlama olanağından yoksun kalırlar. Kabul edecekleri iyileştirici, sihirden arınmış, yalın bir yöntemle bu hastalığın kutsallığı yalanlanabilir.
Sayfa 47 - Kutsal olarak nitelendirilen hastalık: epilepsi
Resim