Bilim ve Buluşlar Tarihi

Isaac Asimov

Oldest Bilim ve Buluşlar Tarihi Quotes

You can find Oldest Bilim ve Buluşlar Tarihi quotes, oldest Bilim ve Buluşlar Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Aşağı yukarı MÖ 1775 yıllarında Hammurabi, kanunlarını sert diyoritten 2,3 metre yüksekliğinde bir taş sütun üzerine yazdırdı. Açıkça kalıcı olması düşünülmüştü ve hala dayandığına göre öyleydi de. Dikili taşın tepesinde, Hammurabi'yi Güneş Tanrısı Şamaş'ın önünde dururken gösteren bir kabartma vardı. (Eski zamanlarda kanunların bir kral tarafından bir tanrıdan alındığına inanmak normaldi. Böylece kanuni otorite güvenilir oluyordu. İşte bu şekilde İncil'e göre Musa Yahudi kanunlarını Sina Dağı'nda Tanrı'dan aldı.)
1879'da İspanyol Arkeolog Marcelino de Sautuola (ölüm 1888) Kuzey İspanya'daki Altamira mağarasında kazı yaparken, kendisiyle beraber olan on iki yaşındaki kızı tavanda resimler gördü ve "Boğalar! Boğalar!" diye bağırdı. Mağarada muhtemelen M.Ö. 20.000 kadar eski bir tarihte çizilmiş, kırmızı ve siyah renklerde bizon, geyik ve diğer hayvanların resimleri vardı.
Reklam
Sadece tesirsiz olan ve diğer maddelerle birleşme eğilimi göstermeyen metaller serbest durumda bulunabilir. Serbest bulunması en kolay olan üç tesirsiz metal, diğer metaller arasında bile enderdir. Bunlar bakır, gümüş ve altındır. Ender bulunmaları metal sözcüğünün Yunanca "aramak" teriminden gelmesinden anlaşılabilir.
Dördüncü Haçlı Seferi düzenlendi. Liderlerinden biri Venedik Dükü Enrico Dandolo (1107?- 1205) idi. On dokuz yıl önce Konstantinopolis'te bir diplomatik görevde bulunurken kör edilmiş ve bunu unutmamıştı. Haçlı Seferi sırasında doksan iki yaşında olmasına rağmen, saldırıyı bir iç savaşın ortasında bulunan Konstantinopolis'e yönlendirmeyi başardı. Konstantinopolis alındı ve 1204 yılında acımasızca yağmalandı. Şehir o sıralarda Yunan edebiyatının bütün örneklerinin bulunduğu son yerdi ve tahrip edildiğinde bize sadece artıkları kaldı.
1333'te Uzakdoğu'da ciddi bir hastalık baş gösterdi. Sıçanları ve insanları sokan pirelerin hasta kanı, hastalanmayanlara aktarmasıyla yayıldı. Bu, hıyarcıklı veba idi...Veba, 1343’de Kırım’a ulaştı ve oradaki Cenovalı tüccarlar hastalığa yakalandılar. Gemilerini İtalya’ya getirmeyi başardılar ve salgın Batı Avrupa’da yayılmaya başladı. Hastalık çabuk öldürüyordu. Bazı tahminlere göre dünyadaki insanların üçte biri öldü (asıl mucize, üçte ikinin kurtulmuş olmasıydı.) 1403’de, Venedik şehri, vebanın tekrar etmesini önleyebilmek için yabancıların belirli bir süre içinde şehre sokulmamasına karar verdi. Bu sürede hastalanmazlarsa, sağlıklı olduklarına karar verilip şehre alınıyorlardı. Bu sürenin 40 gün olmasına karar verildi. Fransızca kırk anlamındaki sözcükten karantina dendi.
İletken olmayanlara aynı zamanda (La­tince "ada" sözcüğünden) izolatörler de denilebilirdi; çünkü iletken olmayan bir madde elektrik sıvısını tıpkı denizin bir adayı kuşatması gibi hapsedip kuşatılmış durumda tutabilirdi.
Sayfa 189
Reklam
158 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.