Bilim ve Şarlatanlık kitaplarını, Bilim ve Şarlatanlık sözleri ve alıntılarını, Bilim ve Şarlatanlık yazarlarını, Bilim ve Şarlatanlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Serveto'yu ve Bruno'yu ateşe attıran bu dogmatik yobazlardır. Galileo'yu susturan, Pasteur'ü küstüren, Semmelweiss'ın erken ölümüne neden olan da hep bu dar kafalı, kendini beğenmiş bağnazlardır. Bunlar her devirde yeniliklere karşı çıkarak bilimin gelişmesini kösteklemişlerdir."
...bilim açısından önemli olan, bir görüşün "doğru" olması değil, -her dönemin kendi imkanları ölçüsünde- o görüşü değerlendiren bilim adamlarının çoğunluğu tarafından "şühpeye yer kalmayacak kadar iyi" belgelenmiş sayılmasıdır.
Nasıl ve nereden bildiğini kanıtlayamayan bir kimse bir şey bilmiyor, sadece bildiğini sanıyor demektir. İlerde inceleyeceğimiz bütün şarlatanlarda şunu görüyoruz: Şu veya bu nedenle bir şeye inanıyorlar ve belki de inançları kendilerine çok "açık seçik" göründüğü için birşey bildiklerini sanıyorlar.(Şarlatanlığa bu bakım dan "bilgisel sanrı" -epistemic illusion- da demek mümkün.)
Ne yazık ki Türkçe'de 'information' sözcüğünün bir karşılığı olmadığı için, burada da 'bilgi' sözcüğü kullanılıyor. Eskiler bu tür bağlamlarda 'malumat' sözcüğünü kullanırlardı. Bana kalırsa herhangi bir kavram karışıklığına yol açmamak için ('information' karşılığı olarak) belki 'öğreni' deyimi kullanılırsa daha iyi olur, çünkü bir öğreni ve ya enformasyon yanlış olabilir, ama bilgi yanlış olamaz. Bu, özellikle "bilimsel" dediğimiz bilgiler için geçerli, zira biz bu bilgiyi (dar veya teknik anlamda) "doğru olan, üstelik doğruluğu yeterince belgelenmiş inanç" diye tanımlıyoruz.
Günlük dilde "şarlatan" denince, birşey bilmediği halde bildiğini iddia eden, üstelik uzman kişilerin uyarı ve eleştirilerine rağmen iddiasında ayak direten, hatta bazan onları "bilgisizlik" ve "doğmacılık"la suçlayan kişi anlaşılır.
Teorik şarlatanlıklarda "bilgiçlik taslama" eğiliminin ağır bastığı görülecektir. Hatta hiç anlamadıkları, en azından uzman olmadıkları alanlarda yeni bir "çığır" açma sevdasında olanlar da var. Yüzyılların birikimiyle binlerce aklı başında bilim adamının alın teri ürünü olan en sağlam bilimsel teorileri bir çırpıda alaşağı etmeye kalkışan bu kişiler arasında oldukça bilgili, hatta akıllı olanlar bulunmakta birlikte, genellikle uzmanlık alanları dışında boy gösterme hevesine kapıldıkları için, "gülünç" olmaktan kurtulamıyorlar. Ancak, bu onların bilgisiz halk yığınlarının gözünde bazan bir "deli" gibi görülmelerini engellemiyor. Tam tersine, lise, hatta üniversite eğitimi görmüş insanlarda bile bazan bu izlenimi uyandırabiliyorlar.