Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bilimin Işığında Felsefe

Nusret Hızır

undefined Bilimin Işığında Felsefe Sözleri ve Alıntıları

undefined Bilimin Işığında Felsefe sözleri ve alıntılarını, undefined Bilimin Işığında Felsefe kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Konu dili dediğimiz malzeme olmaksızın bilim olamayacağı gibi, o malzemeye anlam veren, onu bilim yapan üst-dilsiz de bilim olamaz.
Sayfa 35
Diyalog çok samimi, bence her eğitimcide olması gereken mizaç.
- ... Yolunuzda yürüyecek gençlere öğüdünüz var mı? - ...Öğüt vermeye gelince, benim yapacağım iş değil bu. Bir genç, yaşlı bir adamdan gider öğüt ister, değil mi? O yaşlı adam sklerozuna "tecrübe" adına takmışsa kendinde öğüt verme yetkisini bulur. Çok şükür benim beynim skleroza uğramadı, unumu elemiş de değilim. Gençlerin ben problem arkadaşıyım, dert ortağıyım. Gençlerin problemleri benim de problemlerim olduğu içindir ki onlarla iletişimim yaşlılardan daha iyi. .... Yine de otorite olarak değil, dostça öğüt vermem gerekirse, öğüdüm yalnızca "içtenlik"tir.
Sayfa 29
Reklam
Yüzyıllar boyunca felsefe, bilimin çözemediği, daha doğrusu bilimin soru diye ortaya atamayacağı soruları; örneğin evrenin başlangıcı-sonu var mı sorununu, böylece de bilimin çerçevesini aşan, bundan ötürü de uydurma (sahte) diye nitelediğimiz soruları kurcalamıştır. Metafizik olarak adlandırdığımız bu tür bir uğraşı, aslında bilimle hiç ilgisi olmayan konu dili sorularını kapsar.
Sayfa 34
Bilimsel disiplinlerin hepsi, ancak ciddi, sürekli çabalarla üstesinden gelinebilecek disiplinlerdir. Bunlarla uğraşırken, başta sözünü ettiğim iç bunalım söz konusu değildir. Daha doğrusu, bunalım ancak güçlüklerden ileri gelir ve bunlar yenilince ortadan kalkar.
Sayfa 32
Fizik ve bütün bilimler -hatta günlük dilimiz- konu dili ile üst-dilden oluşan birer karmadır.
Sayfa 33
Nusret Hızır Anlatıyor
Mantık özel bir üst-dildir. Tam olan, yani hem bir sentaksı, hem bir semantiği olan üst-dil, felsefedir. Mantık, bunun üzerine eğilen, denetlemeye ve temizliğe yarayan, biraz genişletilmiş bir sentaks olan yani semantiği tam olmadığı için tam sayamadığımız bir üst-dildir.
Sayfa 22 - Semantik genel olarak dilin anlam yönünü ele almaktadır. Cümlelerin, kelimelerin incelemesini anlam açısından yapmaktadır. Cümlelerin kural ve yapı açısından incelemesini yapan bilim ise sentakstır. Sentaks, kelimelerden oluşan cümlelerin kurallarını işle
Reklam
Kant'tan sonra gelen Schelling, Fichte gibi filozofların en tutarlısı olan Hegel, söz konusu ettiğimiz Kantçı düalizmi aşmak istiyor. Bunun için de, veri olan bir bilginin veri olana indirgenebilen öğelerini, bir tek temelde toplamaya çalışıyor.
Sayfa 43
Nusret Hızır Anlatıyor
Tarih boyunca felsefe problemlerinin nasıl geliştiğini iyice kavrayıp; filozofun öne sürdüğünün gerisindekini, felsefenin ne yapmak istediğini kavramak asıldır. Bunu sağlayacak bir felsefe tarihi de yazılmış değildir. Felsefe, çünkü, Kant'ın, Comte'un ne dediği değildir. Felsefenin ne olduğunu iyice anlamak, ne yaptığını saptamak olmalıdır felsefe eğitiminin amacı.
Sayfa 19
Nusret Hızır Anlatıyor
Tarihçi geliyor diyor ki, "Her türlü savaşım sınıf savaşımdır." Ben derim ki, "Eğer yaptığın endüksiyon seni tatmin ediyorsa bunu söyleyebilirsin, yoksa bunu söylemeye hakkın yoktur."
Sayfa 24 - Endüksiyon: Tümevarım
Thukydides, Livius, Tacitus, İbn-i Haldun'da, tam bilinçli olmamakla birlikte adı olmasa da kendi var olan tarihin anlamı düşüncesi, uzun bir kaybolma evresinden sonra, yeniden bir atılım olarak belirmektedir. Almanya'da Ranke'de, sonra Mommsen'de; Fransa'da Augustin Thierry'de, Michelet'de, hele yüzyılın sonlarına doğru Fustel de Coulanges'da, İngiltere'de Carlyle'da kavram çiftinin etkisi, tarihi gerçek bir bilim kılma atılımlarında kendini belirlemektedir.
Sayfa 46
Reklam
Kavram çifti ya da çiftleri, bilimi uyanık tutup onun ileri atılımlarının üst-yapıdaki nedeni (nedenleri) olmakla kalmazlar; bunların, bilimlerin bir bütün olarak tarihsel gelişimlerindeki rolleri de büyüktür. Gelişmenin temelinde: Eidetik görüş - İşlemsel görüş çifti yatmaktadır. Eidos-Logos ikiliğine çok yakın görünen bu çift, çift olmak için zorunlu ve yeter bütün koşulları yerine getirmektedir. Nite- kim her bilim konusunun aynı zamanda Eidetik ve İşlemsel olarak, daha basit ve kaba söylemek gerekirse, hem deney hem akıl (matematik) açısından ele alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Sayfa 43
İlkçağ Eidetik, hem de kabaca Eidetik idi. Yunan'da geometrinin büyük gelişme göstermesi, buna karşılık cebirin hiç gelişmemesi, aritmetiğin bile ilkel durumda kalması, bunu göstermektedir. Ortaçağda, bu alanda türlü devinimlere tanık oluyoruz Örneğin İslam'da cebirin kurulması, İşlemsel'in hazırlanmasında büyük adımdır. Galilei'den hemen sonra, bilimin ve üst-dil olarak bilgi kuramının gelişimi, Eidetik görüş ile İşlemsel görüşün, kimi durumda birinin kimi durumda öbürünün yengisi ile belirlenen bir savaşımın sonucu olarak kabul edilebilir. Ancak, arada Descartes sorunu var. Descartes, büyük çapta bir matematikçidir. Onda, İşlemsel yanın ağır basacağı beklenebilir. Nitekim onun (haydi, Fransız dostlarınızı memnun etmek için öyle diyelim) kurmuş olduğu Analitik geometri, Euklides'in Eidetik görüşe dayanarak kurduğu geometri karşısında, İşlemsel görüşün kuvveti ile meydana gelen gerilimin ürünüdür. Ama aynı Descartes'ta, fiziksel dünya görüşünde bu halin tersine tanıklık ediyoruz. Girdap (tourbillon) devinimi sonucu örgütlenen ve içine değişmezlik ilkesi olarak Tanrı'nın koyduğu m x v (kitle çarpı hız) [devinim niceliği: Quantité de mouvement] ile bir saat gibi işleyen evren! Bu görüşte, devingen m x v, bütünün kavranması için kullanılan saat benzetmesi karşısında pek cılız kalıyor!
Sayfa 44
Nusret Hızır Anlatıyor
Felsefe bir bilinçlenme sağlar. Herkesin kendi yaptığı işin ne olduğu konusunda bir bilinçlenme. Bu da felsefenin insanın her türlü entelektüel etkinliğiyle ne kadar sıkı sıkıya ilişkili olduğunu gösterir. Yineleyeyim istersen: Felsefe her insanın kendi kişisel etkinliğinin ne biçim bir etkinlik olduğunun bilincine varmasına yarar, insanı sürünün bir bireyi olmaktan çıkarır.
Sayfa 19
Evet, geniş kapsamlı bir konu bu, ama pek o kadar belalı, içinden çıkılmaz da değil. Bir dildir felsefe. Eline aldığını eleştirir. Üstüne oturduğu dili eleştiren, en etkin biçimde eleştiren bir dildir. Eleştirinin sonunda görülür ki, farkında olunmaksızın kabul ediliveren birtakım ilkeler, hakikat diye bellenen birçok önermeler, düşünülmeden, irdelenmeden kabul edilmiştir. Ben bunları hem felsefede yetişecek, felsefeci olacak kişilere, hem de başka meslekler edinecek ya da edinmiş kişilere, bilimlerle uğraşanlara, sanatla uğraşanlara felsefenin ne katacağını, ne sağlayacağını kendimce anlatabilmek üzere söylüyorum. Felsefe bir bilinçlenme sağlar. Herkesin kendi yaptığın ne olduğu konusunda bir bilinçlenme. Bu da felsefenin insanın her türlü entelektüel etkinliğiyle ne kadar sıkı sıkıya ilişkili olduğunu gösterir.
Kant'ın, temeli çürük olan bu dizgesi, ölü doğmuş bir dizgedir. Bu durum, başka yönden de gösterilebilir: Salt Aklın Eleştirisi'nde "Transandantal Diyalektik" in en önemli bölümü olan Antinomilerde: 1. Antinomi: Acunun, zamanla uzayda sonsuz; sonlu olduğunu; 2. Antinomi: Maddenin sonsuza dek bölünebilirliğini; bölünemezliğini; 3. Antinomi: Acunu yöneten bir özgür neden, hayır bir zorunlu neden olduğunu; 4. Antinomi: Acunda koşulsuz bir varlığın varlığını, yokluğunu sav, karşı-sav olarak karşılaştırıyor Kant. Bunların içinde yalnız 3. Antinomi, karşıtları karşılaştırmakta, onu da iki kavramı birbirinin "Korrelat"ı olarak almadan yapmakta, öbür üç Antinomide çelişkiler sadece karşılaştırılmakta, onun için de düşünce havada kalmaktadır.
Sayfa 43
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.