Bilimin Tiranlığı

Paul Feyerabend
Kaleme aldığı son felsefe kitabı olan Bilimin Tiranlığı’nda Paul Feyerabend, bilimdeki modern mitleri sorgularken bilimin başarılı olup olmadığını değerlendiriyor. Bilim hakkındaki bazı temel varsayımların yanlış olduğunu ve bilimsel ideolojinin büyük bir kısmının insan yaşamı ve doğası hakkında bazı yanlış kavrayışlara yol açan yüzeysel genellemelere dayanarak oluşturulduğunu ileri sürüyor. Feyerabend’e göre bilim, çağımızın acil sorunlarını çözemediği gibi, yaşamı anlamlı kılan gerçek tekillikleri göz ardı ederek soyut genellemeleri ve kuramsallığı da yüceltiyor. Ona göre, nesnellik soyutlamaya dayalıdır ve dolayısıyla bedeli çok yüksektir. Zira soyutlama, düşüncelerimiz ile deneyimlerimizin arasına girerek her ikisinin de yozlaşmasına yol açar. Pratik deneyimin gerçek dünyada kuramlardan çok daha iyi bir yol gösterici olduğunu savunan Feyerabend Bilimin Tiranlığı’nda felsefesinin en olgun ve damıtılmış halini sunuyor. (Tanıtım Bülteninden)
144 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

144 syf.
·
Puan vermedi
Her konuda bilimin tek geçerli yol gösterici olamayacağını dile getiren bir kitap Bilimin Tiranlığı. Birçok bilim dalının kendine has üslupları olduğunu ve bunlar arasında çelişkiler bulunduğunu ortaya koyuyor. Deney ve teorinin karşılaştırmasını yapıp çeşitli örneklerle fikrini savunuyor Feyerabend. Örneğin "Fizik Yasaları Nasıl Yalan Söyler" diye bir kitaba atıfta bulunmuş. O kitabı okumak isterdim doğrusu. Yazara göre, yüksek seviyedeki teorileri harfi harfine ele almak, bizi metafizik bir ortamla yüzleştirir. Sizi üzerinde düşünmeye sevk edecek bir kitap ancak beklentilerinizi yüksek tutmamanızı öneririm.
Bilimin Tiranlığı
Bilimin TiranlığıPaul Feyerabend · Sel Yayıncılık · 201580 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Feyerabend'e Sosyolojideki Bilim Felsefesi dersinden asinayim. O daldaki önemli isimden biridir. Hocasi olan Popper ve Çağdaşı Tomas Khun.. Kitap, unv derslerinin bir kac tanesinin derslenmesi ile oluşmuş. Dili ağır değil. Ders anlatimindan birebir yaziya aktarildigi icin o akademik soğukluktan eser yok. Bu benim icin kitabin en güzel yanı. Insanlik tarihindeki "Tiranlik" lari ele almış. Din, kismen sanat ve şimdi de Bilim. Bilimin sorgulanamaz, kisulsuz sartsiz kabul edilmeyi bekleyen, bütün otoritelere kafa tutan gidişatından behsediyor. Farkli bir bakış açısı.. "Su anda icinde bulundugumuz durumda, yuzyillardir hastaliklarla iç içe olmamiza ve bizi tehdit etmelerine, bunca ilerleme katetmemize, gebetikte cigir acmamiza, embriyo cinsiyetini bile seciyor olmamiza ragmen, nasil oldu da bir covid virusune teslim olduk?" Sorusunu da sorardi eminim." Ve ben size söylemiştim, bilimi kendi lehinize kontrol altina alin demistim" der, kıs kıs gulerdi.. Bu konuda çokça eleştirilmis, bunun da yanlis anlasilmis olmasindan kaynaklandığını düşünüyorum. Bilimsiz ilerlemenin olmayacağını kendisi de belirtmesine rağmen, bilim karsiti gibi lanse edilmesinin sebebi nedir onu da bilmiyorum. Bilim de zamaninda Dinin yasadigi tiranligi yasiyor. Son yüzyılda basimiza gelen felaketlerin istisnasiz hepsinin sorumlusu sorgusuz sualsiz ilerleyen bilim teknoloji, hiçe sayilan, yok edilen doğal dengenin tepkisi... Ve Feyerabend bize " Bilimi de sorgulayin" demekle ne kadar hata hapiyor bunu tartismali insanlik. Hatta bilimden sonra siradaki tiranlik kimin? Asıl bunu konusmaliyiz..
Bilimin Tiranlığı
Bilimin TiranlığıPaul Feyerabend · Sel Yayıncılık · 201580 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
72 günde okudu
Feyerabend Bilim Karşıtı mıydı?
Okuduğum bazı makaleler ve eleştiriler Feyerabend'i adeta bilim düşmanı olarak niteliyor. Kesinlikle bilime karşı değildi. Bilimin mutlak egemenliğine ve bilimdeki katı kurallara karşıydı. Mevcut batı bilimi geleneğinin, kendisi ile örtüşmeyen diğer bilimsel ve felsefi düşünceleri dışlamasına karşıydı. Zira bilim dışı unsurların veya diğer bilimsel yöntemlerin de bilginin gelişiminde önemli etkileri olabileceğini savundu. Bu nedenle epistemolojik anarşizm kuramı önemlidir. Bu kuram bilindik anarşizm ile benzer dahi değildir kesinlikle karıştırılmamalı. Özetle Feyerabend, bilimdeki tek tip düşünceyi ve bu düsüncelerin mutlak egemenliğini eleştirmiştir. Çoğulcu bir metodolojik ve teorik bilimsel düşünceyi arzulamıştır. Kişisel yaşamında da insana, sevgiye ve sanata büyük önem vermiştir. Bu nedenle incelenmeye değer.
Bilimin Tiranlığı
Bilimin TiranlığıPaul Feyerabend · Sel Yayıncılık · 201580 okunma

Yazar Hakkında

Paul Feyerabend
Paul FeyerabendYazar · 9 kitap
Paul Karl Feyerabend (d. 13 Ocak 1924, Viyana - ö. 11 Şubat 1994), Avusturyalı filozof ve bilim felsefecisi. Karl Popper'ın öğrencisidir, ancak daha sonra tamamen Popper'a karşıt bir kuramsal konumda düşüncelerini temellendirmiştir. 20. yüzyıl felsefesinde ve özellikle bilim felsefesi alanında Karl Popper, Thomas Kuhn ile birlikte en önemli üçüncü isimdir. Kuhn'un görelikçi kuramına yakın ancak bilimin hem teorik hem de toplumsal statüsüne dair radikal bir kuramsal reddiye konumuna sahiptir. "Anarşist bilgi kuramının" en önemli isimlerinden biridir. Biyografisi Paul Feyerabend, 1946 yılında Viyana'da Tarih, Sosyoloji, Fizik, Gökbilim ve Matematik okumaya başladı. Viyana Çevresi grubuna ait filozof ve bilim felsefecisi Victor Kraft'ın yanında felsefe doktora sınavını verdikten sonra, British Consul'dan burs kazandı veLondra'ya gitti. Burada, Ludwig Wittgenstein'ın yanında asistan olarak çalışmaya başlamayı istiyordu. Bu zaman içinde Wittgenstein'ın ölmesi sonucunda Feyerabend, Karl Popper'ın yanında göreve başlamaya karar verdi. Feyerabend ve Popper arasındaki sevgi-nefret ilişkisi böylece temellendi. Feyerabend'in çoğu eseri, esas bakımdan açık ya da örtük olarak hocası Popper'ın eleştirisini içermektedir. 1955 ve 1990 yılları arasında Berkeley, Hamburg, Auckland, Kassel, New Haven, Londra, Berlin gibi birçok yerde bulundu, aynı zaman içinde Berkeley ve Zürih'teki Teknik Üniversite'de profesörlük yaptı. 1990'da her ikisinden birden emekliye ayrıldı. Feyerabend, Thomas Kuhn ile birlikte esas olarak sosyolojik bilgi yönelimli görelikçi bilim felsefesinin savunucularından birisidir. Yalnız Kuhn'dan daha farklı olarak Feyerabend, mantıksal tutarlılık bakımından teorik iddialarını daha fazla sonuna kadar götürmekte ısrar eder ve bu nedenle daha fazla tartışmalı bir konumda bulunur. Feyerabend'in Bilim felsefesindeki yeri Feyerabend'in bilim felsefesindeki düşünceleri 1968'lerden sonra farklı bir gelişim göstermeye başlar. Feyerabend hocası Popper'ın eleştirel akılcılığını ve bu temelde bilimi temellendirme girişimini kabul edilmez bulur. Akılcılığın bilim felsefesinden arındırılmasına yönelir, çünkü Feyerabend'e göre rasyonalizm, öncelikle ve esas olarak "yasa ve düzen" rasyonalizmidir. Dolayısıyla o bilim felsefesinde görece bir bilim anlayışını savunur. Bu bakımdan Feyerabend'in çalışması, bilim felsefesi alanında, bilinen bir Anarşizm kuramı ya da felsefi bir Dadaizm olarak anlaşılır. Feyerabend, bilimin ortodoks dogmatizmine karşı ya da başka bir deyişle bilimin ortodoks dogmatik tarzda anlaşılışına karşı isyan eder. Feyerabend, "Akla Veda" diyen öncü isimlerden biridir. Aklı tek ve bütünsel bir nitelik, onun yönteminin de tek bir yol izlediği fikri Feyerabend'in karşısına aldığı bir görüştür. Bunun yanı sıra bilimsel kuramlara ve yönteme tanınan ayrıcalığa da itiraz eder. En önemli metinlerinden birinin adı "Yönteme Hayır"dır. Bilimsel kuramlar tarihsel olarak görelidirler ve bilgi bakımından diğer kaynaklardan üstün ya da ayrıcalıklı bir konuma sahip olamazlar. Feyerabend'in geç dönem yazıları, bir anlamda, Popper'in eleştirel rasyonalizminin geçersizliğini göstermek üzerine kuruludur. Ahmet İnam, Feyerabend'in bilime yönelik anarşist girişimini şöyle değerlendiriyor; Bilim düşmanlığı savunulmuyor burada: Bilimin sınırlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartışılıyor. Bilimde yaratıcı olabilmiş, bilime katkıda bulunmuş Batılı insan için anarşizmin bir anlamı var: Zincirlerinden kurtulmaya çalışıyor. Kör bilimciliğin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi 'ti'ye alıyor, yer yer bir kara mizah yapıyor bilim üstüne. Buna hakkı var: Bilimi tanıyor, bilim tarihi üstünde ayrıntılı, kapsamlı çalışmalar yapmış, son gelişmeleri üstüne yabana atılmayacak görüşler ileri sürmüş... Feyerabend'in en keskin ifadesi olan "Her şey uyar" (Anything goes) sözü, onun bilimi, din ya da sanat ile aynı noktada ya da onlarla birlikte, mümkün olan bilgi olanaklarından biri olarak ele almasının bir sonucu şeklinde ortaya çıkar. Bilim, din, sanat bunların her biri bilgi edinmenin farklı yollarıdır, birbirlerinden daha üstün ya da öncelikli ya da ayrıcalıklı değillerdir. Gerçekliğe ulaşmanın farklı yollarıdır bunlar. Birbirleriyle ölçülebilir ya da kıyaslanabilir değillerdir. Tek bir yönteme indirgenemezler. Buradan Feyerabend ve Kuhn "Eş-ölçülemezlik" sorununa gelirler. Bu kavram özellikle Kuhn'a ait görünmektedir; yalnız Kuhn bu meseleyi bilim içi farklı kuramların eş-ölcülemezliği bağlamında değerlendirirken, Feyarabend daha ileri giderek bilimin kendisinin öteki bilgi kaynaklarıyla eş-ölçülemezliği meselesi olarak ele almıştır. Feyerabend'den Alıntılar "O zamanlar, hatta daha da yenilerde, çağcıl bilimin yükselişiyle yirminci yüzyıldaki gözden geçirilişi sırasında, Bayan Us, araştırmanın güzel, yardımsever ancak zaman zaman fazlasıyla koruyucu olabilen tanrıçasıydı. Bugün onun felsefi koruyucuları (ya da pezevenkleri mi demeliyim?) Bu tanrıçayı 'olgun', yani geveze fakat dişleri dökülmüş bir kadına çevirdiler." Bilgi Üzerine Üç Söyleşi'nin kapak arkasından; "Düşünceler, tıpkı kelebekler gibi, yalnızca varolmakla kalmaz; gelişir, başka düşüncelerle ilişkiye girer, etkide bulunurlar... Platon düşüncelerle yaşam arasındaki uçurumun söyleşiyle aşılabileceğini düşünmüştü - kendisince, geçmiş olayların yüzeysel bir anlatımı olan yazılı söyleşiyle değil değişik ortamlardan gelen kişiler arasında gerçek, sözlü bir alışverişle. Söyleşinin denemeden daha esinleyici olduğuna ben de katılıyorum. Savlar, uslamlamalar üretebilir. Savların, uslamlamaların işin içinde olmayanlar ya da başka bir okuldan uzmanlar üzerindeki etkilerini gösterebilir, bir denemenin ya da kitabın gizlemeye çalıştığı açık uçları ortaya serer, en önemlisi yaşamımızın en sağlam olduğuna inandığımız parçalarının kuruntuluğunu tanıtlayabilir. Sakıncalı yanı, bütün bunların yaşayan kişilerin, gözlerimizin önündeki eylemlerine değil, kağıt üzerinde yapılması. Yine bir tür arıtkan etkinliğe katılmaya çağrılıyoruz. Yine, "salt" bilgi de içinde olmak üzere, yaşamlarımızı gerçekten biçimleyen düşünce, algı, duygu arasındaki savaşlardan çok uzağız.."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.