Bir dile ya da kavramsal sisteme tarafsız bir gözlem açısından bakılamayacağını söylemek, aslında o dilde öne sürülen bütün önermelerin, hipotezlerin veya varsayımların kendi doğrulanma koşullarını da beraberlerinde getirdiklerini söylemekle özdeştir. Kullanılan gözlem verilerinin nesnel olamayacağı, gözlemin daha baştan kullandığımız kuram tarafından koşullandırıldığı önermelerinin anlamı budur. Dolayısıyla bir kuramdan diğerine, eski paradigmadan yenisine geçiş, verilerin farklı yorumlanmasıyla mümkün değildir, değişen verilerin kendileridir. Kuhn bu geçişin nasıl olduğunu betimleyebilmek için Gestalt psikolojisinden yararlanmıştır. Bu görüşe göre, insanlar çevrelerini parça parça değil, bütün olarak algılamayı öğrenirler. Bu benzetmeyi ilk ortaya atan ve Kuhn'un da görüşlerinden yararlandığı N. R. Hanson, insanın çevresini gözleme tarzında, algılama açısından temel birimlere varılamayacağını iddia etmiştir. Kuhn da bu görüşten yola çıkarak, kuram değiştirmenin parça parça gözlem ve yanlışlamayla mümkün olmadığı, tersine topyekün bir görüş dönüşümüyle meydana geldiği tezini geliştirmiştir...