Bilimsel Sosyalizm ve Bilim

Doğu Perinçek

En Eski Bilimsel Sosyalizm ve Bilim Gönderileri

En Eski Bilimsel Sosyalizm ve Bilim kitaplarını, en eski Bilimsel Sosyalizm ve Bilim sözleri ve alıntılarını, en eski Bilimsel Sosyalizm ve Bilim yazarlarını, en eski Bilimsel Sosyalizm ve Bilim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Süfyan Sevrî
"En iyi sultanlar âlimlerle düşüp kalkanlar, en fena bilginler padişahlarla birlikte olanlardır."
Sayfa 43 - Kaynak Yayınları
"Mustafa Kemal Atatürk de, bugünkü sahte Atatürkçüler gibi Avrupa "muhibbi" ve Batı hayranı değildi; Emperyalist-Kapitalist Batı medeniyetinin "mahv ve nabut olacağını" son nefesine kadar vurguladı. "
Sayfa 104 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İdeoloji milliyetçi olabilir. Ancak bilim milliyetçiliğin gölgesi altında yapılırsa, hakikatlere müdahale başlar.
Marx ve Engels'in teorilerine Bilimsel Sosyalizm adı vermeleri önemsenmelidir. Nitekim Marx "Ben Marksist değilim" demiştir. Burada "Marksizm" adına ortaya atılan görüşlere bir itiraz olduğu gibi, bilimsel bir teorinin kurucusunun adıyla anılmasını da doğru bulmadığı anlaşılıyor. Marx ve Engels'ten sonra, Marksizm-Leninizm ve Marksizm-Leninizm-Mao Zedung Düşüncesi gibi adlandırmalar da, bilimselliğin önüne sınırlar getirmiştir. Bilimsel bir teori, öğretmenlerinin adlarıyla dondurulamaz. Bilimsel Sosyalizmin öğretmenleri ölümlüdür; ancak hayat ve bilim sürekli gelişmektedir.
Atatürk, toplumsal ekonomik programda, Ziya Gökalp'ten daha köktenci, daha devrimcidir. Atatürk'ün milliyetçiliğinde Turancı unsurlar yoktur. İslamcı unsurlar hiç yoktur.
Kapitalizm, insanları "İletişim Devrimi"yle doğal ilişkilerinden, hatta en yakınındakinden koparıyor; odasındaki ekrana bağımlı nesneler haline getiriyor. Sistem, neredeyse insana bilgisayarla sevişmeyi dayatacak noktaya gelmiştir. Bunun yanında emperyalizm, yeni tüketim ölçüleriyle naylon ihtiyaçlar pompalıyor ve bu sözde ihtiyaçların peşinde koşan budalalar kalabalığı yaratıyor. İnsanlığın büyük bilimsel-teknolojik "zaferleri", ölüm makinelerine dönüşüp, yine insanların tepesine çöküyor. Emperyalist merkezlerin insanı, kendisine, üretime, topluma, hatta giderek cinsiyetine yabancılaşıyor. Toplumsal bağlar çözülüyor; insanlar yapayalnız kalıyor. "Birey, birey" diye tutturan sistem, bireyin iç dünyasını çürütüyor. Birbirinin kopyası olan ama birbirine uzak, hatta birbirinin kurdu olan insanların kum yığını gibi yaşadığı bir "toplum" oluşturuluyor.
Reklam
Reklam
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.