Bilinç Üzerine Konuşmalar

Susan Blackmore

Bilinç Üzerine Konuşmalar Gönderileri

Bilinç Üzerine Konuşmalar kitaplarını, Bilinç Üzerine Konuşmalar sözleri ve alıntılarını, Bilinç Üzerine Konuşmalar yazarlarını, Bilinç Üzerine Konuşmalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilinçli irade sahibi olmamız üzüntü verici bir yanılsama değil; yapıyor olduğumuzu bildiğimizi düşünmek iyi hissettiriyor.
Sayfa 307 - Daniel WegnerKitabı okudu
Bir şey hakkında düşünmemeye çalışmak, o şeyin otomatikman zihninize geri döndüğü ironik bir süreci meydana getiriyor. Insanlar bunu daima yaparlar ve muhtemelen zihinsel karmaşaların ve psikopatolojilerin tamamını bu durum başlatır. Insanlar kendilerini kaygılandıran bir şey hakkında düşünmemeye çalıştıklarında, bu şey beyinlerinde patlayiveriyor ve daha fazla erişilebilir bir hale geliyor.
Sayfa 297 - Daniel WegnerKitabı okudu
Reklam
Esas sorun, herkesin bir bilince sahip olması, buna karşın bir diğer kişinin bilincine erişim sağlamanın imkansızlığıdır. Diğer zihinler sorunu diye adlandırlan bu sorun, şu an dek aşılabilmiş değildir. Başka biri gibi olmanın ve başka bir bilince sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyoruz.
Sayfa 294 - Daniel WegnerKitabı okudu
Doğaya baktığında iki şey dikkatini çekecektir: Bir dünya var ve bir de ben (me). Basit değil mi? Eğer bilim insanlarıysak -kastım, doğal dünyayı anlamak isteyen insanlarsak- o zaman açıklamamız gereken resmin yarısı, 'ben-lik (me-ness)' kısmı -biz kısmı- yani bilinçli kısmı olacaktır.
Sayfa 266 - Francisco VarelaKitabı okudu
Bilgisayarın herhangi bir şeyin ne anlama geldiğini bilmesine gerek yok; onun yaptığı tek şey sembolleri, sıfırları ve birleri manipule etmek suretiyle iş görmektir. Ama zihin yalnızca sembollere sahip değil, onda ayrıca semantik bir içerik de mevcut. Reddettiğim bu görüşe, 'güçlü yapay zeka' deniyor ve ondaki yanlışı üç kelimeyle özetleyebiliriz: Sentaks, semantik değildir.
Sayfa 249 - John SearleKitabı okudu
Reklam
Çince konuşmuyorum, hatto Çince konusunda ümitsizvakayım. Çince ile Japonca harflerini bile birbirinden ayırt edemiyorum. Bir odada kilitli kaldığımı düşün. Bu odada Çince sembollerini manipule edebileceğim bir program (bir kurallar kitabı-çev.) var ve odaya Çince semboller biçiminde sorular geliyor. Ne yapmam gerektiğini anlamak için bu kurallar kitabına bakıyorum ve Çince cevaplar veriyorum. Yani Çince girdi alıp Çince bir çıktı üretiyorum. Dolayısıyla, eğer ben bu programı yürütüyor olmakla birlikte tek kelime Çince anlayamıyorsam, herhangi bir dijital bilgisayar da bunu yapamayacaktır: çünkü o bilgisayarlarda olup da bende olmayan hiçbir şey yok.
Sayfa 249 - John SearleKitabı okudu
Bilinç ve beyin arasındaki ilişkiyi şu şekilde özetleyebiliriz: Birincisi, beyindeki süreçler bilince neden olur; alt-düzey nörobiyolojik süreçler bilinçli durumlara neden olur. Ikincisi, bu bilinçli durumların kendileri, bütün bu beyin sisteminin üst düzey nitelikleridirler. Dolayısıyla, bilinçli durumlara neden olan şey bir grup noral ateşlemedir, fakat bilinçli durumun kendisi belirli herhangi bir nöronla özdeş değildir. Bir tane nöronu seçip de "bu nöron büyük annen hakkında düşünüyor" diyemezsin.
Sayfa 239 - John SearleKitabı okudu
Bilinç, ancak ve ancak bir insan veya hayvan özne tarafından, bilinçli bir yaratık veya bir 'ben' tarafından deneyimlenerek ya da tadılarak var olabilir. Dağlar ve moleküller ile tektonik levhalar nesnel bir ontolojiye, bir üçüncü şahıs ontolojisine sahiptir - orada öylece dururlar. Bilinç ise, bir birinci şahıs ontolojisine sahiptir.
Sayfa 238 - John SearleKitabı okudu
Bilinç, yaşamımızdır. Yaşamımızın seyrini düşünürsen eğer, doğumumuzdan ölümümüze kadar bizler için önemli her şeyin bilincin biçimleri olduğunu görürsün. Bu yüzden, asıl ilginç olan, bilincin neden önemli olduğu değil, herhangi bir şeyin nasıl olup da önemli olabildiğidir.
Sayfa 238 - John SearleKitabı okudu
Reklam
İnsanlar, benlik sorunu ile nitelceler sorununu birbirinden ayırıyor, oysa ben bunu yanlış buluyorum. Bana göre bunlar aynı madalyonun iki yüzü; daha iyi bir metafor bulamadığım için böyle söylüyorum. Diğer bir deyişle, eğer benlik diye bir şey olmasaydı o zaman nitelce de olmazdı çünkü, kabaca söylersek, bunları bilemezdin. Onları deneyimleyen bir gözlemci olmaksızın, havada özgürce uçuşan nitelceler diye bir şey olamaz. Dolayısıyla, benlik kavramı nitelce kavramına içkindir. Aynı şekilde, nitelce yani herhangi bir duygu veya bedensel duyumsama olmadan da benlik diye bir şey olamaz.
Sayfa 224 - Vilayanur RamachandranKitabı okudu
Ben, baktığımız şeyle ilgili içsel bilgimizin, özünde boş olduğunu ve basit bir semantik tasvirle sınırlı olduğunu iddia ediyorum. Ama gözlerini açtığında bu tasvir, gözlerinin önündeki görsel şeylerle zenginleştiriliyor ve bunun gerçek olduğuna dair bir hisse kavuşuyorsun.
Sayfa 203 - Kevin O'ReganKitabı okudu
İki çeşit temsil vardır. Bir yanda, beyin bilimcilerinin veya psikologların ortaya koyduğu bir kuram üzerinden bilinç hakkında bilgi sahibi olmak türünden kuramsal temsiller bulunur. Hem bilinç hem de gerçek- ten ne olduğun hakkında bilgi edinmenin bir yolu budur. Kitaplarda, bilgisayarlarda ya da süregelen bilimsel söylemlerde bunları bulabilirsin. Gerçekliğe erişmenin diğer bir yolu ise, fenomenal temsillerdir; bilinçli zihnin veya beynin, gerçekliği ve seni bu yolla tasvir eder. Dünyaya ve bilince dair bilimsel temsillerin hedefi, azami nesnelliktir; olabildiğince sade olmak, lüzumsuz şeylere değinmemek ve güzel öngörülerde bulunmaktır hedefleri. Fenomenal temsiller ise, tamamen farklı bir amaç güttükleri için farklı bir yoldan maharetlerini gösterirler: Onlara ebeveynlerimizin, ninelerimizin, dedelerimizin ve bütün atalarımızın hayatta kalması ve genlerini kopyalamaları için ihtiyaç duyuldu.
Sayfa 187 - Thomas MetzingerKitabı okudu
Bana göre benlik, beyinlerin dünyayı, merkezli bir dünya şeklinde ya da merkezinde benliğin bulunduğu bir dünya şeklinde betimlemek için kullandığı çok çok özel bir temsili yapı.
Sayfa 185 - Thomas MetzingerKitabı okudu
Kişinin beynini nitelendirebilirsiniz, hatta daha üst tanımlama düzeylerine bile erişebilirsiniz: Beyinlerinin şu anda bilgileri nasıl işliyor olduğunu, ne tür temsili içerikleri felsefi bir terim daha) etkinleştirdiğini tanımlayabilirsiniz. Ama asıl ilginç düzeye yani bilinçli deneyim düzeyine geldiğinizde ve kişinin bilinçli durumlarına ilişkin bilgi sahibi olmak istediğinizde, bu durumlara iki farklı türden erişim olduğunu fark edersiniz: Bir tanesi içeridendir. yani birinci şahın bakış açısındandır ve yalnızca o kişinin kendisi tarafından kullanabilir. Bir diğeri ise, fiziksel bağıntılar üzerinden yani kişinin beyninde olup bitenler üzerinden sağlanan erişimdir.
Sayfa 184 - Thomas MetzingerKitabı okudu
237 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.