Bilinçli Zihin
Zoltan L. ToreyEn Eski Bilinçli Zihin Sözleri ve Alıntıları
En Eski Bilinçli Zihin sözleri ve alıntılarını, en eski Bilinçli Zihin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.‘ “Kişinin ne olduğu” onun karar verme biçimini de yönetir. Buna karşılık bu kararları verip sonuçlarını deneyimlemek de “kişinin ne olduğunu” değiştirir…. Böylece, zamanla verilen kararlar “kişinin ne olduğunu” inşa eder.’
Stephen KosslynKitabı okudu
Konrad Lorenz’in akıllıca uyarısı!
Erken bir yaşta şunu fark ettim ki, bir bilim insanı nesnel olmak için deneyimin farkında olmamızı sağlayan fizyolojik ve psikolojik mekanizmaları anlamalıdır. Nasıl bir biyolog mikroskobunu ve onun optik işlevlerini bilmek zorundaysa o da aynı nedenle bu mekanizmaları bilmelidir. Çünkü gözlediği nesnenin temel özelliği sandığı şey, kendi aletinin(beyninin) sınırlamalarından kaynaklanıyor olabilir.
Sayfa 109Kitabı okudu
“Awareness” and its self-reflective variant “consciousness” are not static entities but ongoing processes.
The hybrid character of the human endogram means that the brainstem is also responding to the off-line mechanism’s intracortical contribution. This ingenious neural device enables the brain to modify the nature of its experience and monitor the changes that it itself is in the process of creating. This means that, thanks to the off-line mechanism’s contributions, the brainstem’s decision making is now qualitatively enriched and the aware state of the brain reflectively conscious.
In the same way and for the same reason of conserving response integrity, we humans too perceive objects in a way that allows us to go on functioning with socially acquired and objectified images. Our incoming impressions, the things we perceive, are, therefore, subjected to corrective distortions in normative ways. For example, we are programmed to perceive the four-legged object we sit on either as a chair or a stool, depending on the presence or absence of a backrest. The hypothetical hybrid, the one with a very low backrest, we automatically lump into one or the other of the defining categories. It is as if we are obliged to think of the hybrid object either in terms of the class-concept “chair” or the class-concept “stool” and have no choice but to perceive it in one or the other of these preset ways.