“ Seni ilk gördüğüm, sesini ilk kez duyduğum günü, hayır, hatta her saatini hatırlıyorum.”
Aşk…Ruhu âdeta ele geçiren ve en olmadık umutlar aşılayan,
Bir bakışa, bir gülüşe çocukça anlamlar yüklemeye sebep olan ve çoğu zaman hüsranda bırakan…
Hüsranda bıraksa da, gözyaşı döktürse de, vazgeçilmesi kolay olmayan belki de bazen imkansızlığına aynı acıyla mecburî alışılan kuvvetli, yorucu ve yüz yıllardır eserlere konu olan bir duygu.
…
Stefan bu kitabında, bilinmez bir kadının ölümü öncesi, çocukça bir heyecanla başlayan aşkını bir mektupla ünlü roman yazarı R.’ye anlatışını ele almış. Mektupta geçen cümleler öylesine içten ve anlaşılır ki mektupta yansıtılan duyguları yaşamayan biri yazabilir mi bilemiyorum… Bu anlamda bir kadının aşkını erkek olarak başarıyla kaleme alan Stefan’ı takdir etmek gerekir.
İtiraf edilemeyen ve ömür adanan bu aşk hikayesi, duygu insanlarına tavsiye edilir.