Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Stefan Zweig
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!
64 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1922
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

68 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Onu sevmek, nefes almak gibidir. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi" demiş Mevlana. Sevmek, şansın yoksa yaşarken ruhen ölmeyi göze almaktır. Stefan Zweig' in Satranç kitabını okudum ve beğenmişle beğenmemiş arasında kaldım. Yalnız iyi olan bir tarafı var bu yazarın; olay örgüsü kuvvetli ve okurken film izliyormuşçasına bir his
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
BİLİNMEYEN BİR KADIiNIN MEKTUBU - Dikkat spoiler içerebilir!
Bu metin Almanca dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Özgün adı "Brief einer Unbekannten" olan eser ilk kez 1922 yılında basılmıştır. Mektubun kahramanları bir kadın ve tanınmış roman yazarı Bay R. Konusu ise bu kadının Bay R ye yazdığı uzun bir mektuptan oluşuyor. Yazar kendisine gelen birçok mektup arasından “Sana, beni asla tanımamış olan sana… Bu mektup sana ulaştığında ben hayatta olmayacağım “ ile baslayan bir mektubu farkeder ve hikaye başlar. Çocuğunun ölümünden sonra yazara aşkını itiraf eden kadın 13 yaşından beri eski komşuları olan yazara olan aşkını en başından anlatmaya başlar. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
"Sana, beni asla tanımamış olan sana." Bu cümlede tüm kitabın özetini bulacaksınız aslında.. Birçok arkadaşımın tavsiyesiydi bu güzel kitap, oturduğum yerde birbirinden farklı duygusal anlar yaşadım sayesinde.. Bir kadın düşünün; aşık, kör ve her şeye rağmen umutlarını hiç yitirmeyen.. Bir kadın düşünün; bilinmeyen, tanınmayan ve hiçbir
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
7/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Bu 'Stefan Zweig'in ilk okuduğum kitabı oluyor. Kendisine ait kitapları daha yeni kitap raflarıma koydum ve seri şekilde okumaya başladım. Bu kitabında tek isteği sevdiği erkek tarafından görülmek, tanınmak, fark edilmek olan 30 yaşında bir kadının 13 yaşından beri içinde yaşadığı tutku dolu (ki bence hastalıklı tutku) platonik aşkını anlatıyor.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Aşk bir duygu mudur ? Yoksa hastalık mı?
• Zweig gerçekten enteresan bir yazar. Çok sevdiğim yazarların bile okunamaz derecede kitapları varken zweig ilk novellarında bile kendini okutuyor. Erkek olmasına rağmen bir kadının aşkını yazması da hayalgücünün kuvvetini gözler önüne seriyor. “Sana, beni asla tanımamış olan sana.” Bu cümle kitabın özeti gibi. Kitabın bir aşkı anlattığını
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap bittiğinde duraksadım ve bir kaç saniye öyle(ce) kaldım.. Sonra şu soruyu sordum kendime; "Sevmek gerçekten ağzımızdan çıkan (bir) iki kelime(den) mi (ibaret)? Yoksa (bundan) daha fazlası mı? Bunu çok az insan anlayabiliyor sanırım." İyi okumalar..
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
Size Bir Mektup Var
Avusturyalı yazar Stefan Zweig (1881-1942), Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu orijinal adıyla Brief einer Unbekannten adlı öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme almıştır. Yazarın hayatına yer vermeyeceğim, doğrudan kitabımızın incelemesine geçelim. Kitabın mektup türündedir. Bir yazarımız var ve ona bir mektup geliyor. Gelen mektup
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Aşkımı bir sır gibi senelerce sakladım...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Stefan Zweig kaleminden yine harika bir eser. Tanınmış bir yazar olan R.’ye gelen hiç tanımadığı, bilinmeyen bir kadından gelen yirmi beş sayfadan oluşan bir mektup daha doğrusu bir aşk itirafı... Öyle bir aşk ki tüm hayatına sığdırmış, içten içe, gizli gizli sevmiş. Ama bir kendi bilmiş içindeki yangını,
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitabı okuduğumda etkilenmiştim açıkçası defalarca aynı satırı okuduğumu da hatırlıyorum. Bilinmeyen bir kadından bilinmeyen bir adama yazılmış olan mektup. Ömrünü bir mektuba sığdırmış kadının hayatı. Yaşı oldukça küçük aşkı da bir o kadar büyük olan bir kadının hikayesi de diyebiliriz. Seviyorsun ve sevdiğin kişi tarafından unutuluyorsun. Tanınmamış bir yüz oluyorsun. Tüm yüzlerde onu görürken, o senin yüzünden farklı yüzler görüyor çok acı bir durum olsa gerek. Bilinmeyen Kadın aşkın tarifini ustaca yapmış sevdiği kişinin okuduğu kitapları, takmış olduğu kravatları, onun geçtiği yolları, yazmış olduğu kitapların tüm satırları ezberleyecek kadar çok seven bir kadının hayatı. Şiddetle tavsiye ediyorum. "Ve senin bakışlarından anlıyordum ruhunda ufacık da olsa iz bırakmadığımı"
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu o kadar güzeldi ki hayranlıkla her sayfasını çevirdim .Hele hele Stefan Zweig eseri olması kitabı daha ilgi çekici yaptı gözümde. Bir sanatçının dilini sevdiğinizde ve onla tanıştığınızda onu daha yakın tanımak istersiniz .Bütün kitaplarını okuyup hakkında bilgi edinmek istersiniz .Çünkü kitaplar aslında ne kadar inkar edilse bile çoğu zaman sanatçının içinden çıkan kişilikleri taşırlar . Stefan Zweıg okumak bu yüzden benim için merak edici ve sırlarla dolu . İlk okuduğum kitabı Satrançtı ve bu da okuduğum ikinci kitabı oldu . Kitaplar birbirinden o kadar farklı duygulara sahipki üstünde yazarın adı yazmasa başka bir yazar yazdı sanabilirsiniz . Tabii ikiside birbirinden güzel . Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu harika bir aşk'ı gözler önüne sunuyor .Öyle tahmin ettiğiniz türden bir aşkı değil . Çocukluk aşkı ,sonsuza kadar aşk ama tek taraflı aşk... Bir kitap boyunca mektup vardı ve bu mektup bu aşkı en derinlerinden hisseden on üç yaşından beri kalbinde tutan kişidendi. Bilmiyorum ama on üç yaşından beri sevgi gerçekten içime bir burukluk bıraktı . Kitap okurken ağlayan bir insan olsaydım kesin ağlardım çünkü kitapta geçen aşkın tadı çok tanıdık .
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022241,6bin okunma

Yazar Hakkında

Stefan Zweig
Stefan ZweigYazar · 187 kitap
Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı. Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.