Aşk nedir? Ne değildir? Aşk, üzerinde en çok tanımı yapılan ama bütün bu tanımlamalarda hemfikir olunamayan bir olgu. Bununla birlikte kişiyi derinden sarsması ve yaşantıda bir kırılma noktası olması açısından da birçoğumuzda benzer duygudurumları yaşatabiliyor. Bir kadın, kendisini görmezden gelen, kendisinin farkında bile olmayan, onu herhangi bir nesne gibi görebilen bir adama ömrünün sonuna kadar aynı aşkla bağlanabilir mi? "Bilinmeyen kadın", mektubuna şöyle başlıyordu: "Beni hiç tanımamış olan sana..."
R..., mektubu okurken ben de bir kadının kendisini yok sayan bir adamı son nefesine kadar ilk günkü kadar sevebilmesini sayfalar ilerledikçe anlamaya çalıştım. Aşk, belki de buydu. Tüm yok sayışlara, tüm görmezden gelmelere, tüm uzak durmalara rağmen onu ilk andaki gibi sevebilmek. R..., mektubu okuduktan sonra ne hissetti, ne yaşadı bilmiyorum. Bense, "aşk"ın tüm tanımlardan ayrı, tüm bakış açılarından farklı, kişinin tamamen kendi anlamlandırmasıyla kesişebileceğini düşündüm Zweig'in romanında. Özellikle duygusal yönü ağır basanlara öneririm. Belki bizim de bir bilinmeyenimiz vardır bir yerlerde, kim bilir...