Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece

Stefan Zweig
En çok okunan klasikler, özenli çevirilerle ve alanında uzman akademisyenlerin editörlüğünde okuyucuyla buluşuyor. Ünlü yazar R. kırk birinci yaş gününde, gönderenin kim olduğu bilinmeyen bir mektup alır. “Beni hiç tanımamış olan sana…” diye başlayan bu mektup ile, tek taraflı yaşadığı aşkı yirmi sayfaya sığdıran uçurumun eşiğindeki bir kadın ve onun yıllarca yüreğinde kopan fırtınalardan habersiz bir adamın öyküsünü işleyen Stefan Zweig, eşine az rastlanır psikolojik çözümlemeleri ve naif anlatımı ile neden 19. yüzyıl edebiyatına damga vuran bir yazar olduğunu kanıtlıyor. “Olağanüstü Bir Gece” adlı ikinci öyküde ise Zweig, burjuva sınıfından zengin bir adamın artık yaşamdan hiçbir zevk alamaması üzerine kendini ve mutluluğu yeniden keşfetmesini konu edinerek bize sevmenin, küçük şeylerin önemini hatırlatıyor. Aşkın ve mutluluğun tanımını yeniden yaptıracak ve okuyucuyu daha ilk sayfadan kalbine çekecek bu eseri, Ahmed Arpad’ın özenli çevirisi ile sunuyoruz.
136 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1922
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

136 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
minik bir spoiler içerir
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Stefan Zweig’in Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, takıntılı bir aşkın derinliklerine inen sarsıcı ve duygusal bir novella. Kadın karakterin iç dünyasını öyle güçlü bir şekilde işliyor ki, onun tutkusu ve çaresizliği karşısında derin bir empati kurmamızı sağlıyor. Bireyin duygusal yalnızlığını ve tek taraflı aşkın yıkıcı gücünü en derinde hissettiriyor. Akıcı anlatımı, psikolojik derinliği ve etkileyici sonuyla Zweig’in insan ruhunu anlama konusundaki ustalığını bir kez daha görüyoruz.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Zweig, her zaman en sevdiğim yazarların başında gelir. İster biyografi, ister inceleme, ister roman yazsın. Bu kitapla şunu da görüyoruz ki bir erkek yazar, kadın ruhundan ancak bu kadar iyi anlayabilirdi. On üç yaşındaki bir ergenden, on sekiz yaşındaki genç kıza kadar duygudurum ve gelgitler olağanüstü derecede iyi analiz edilmiş. Bir kez daha hayran kaldım. Kitabı kadın ruhuna aşina olmak isteyen herkese tavsiye ederim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İnsan yaşamı ‘an’ların bıraktığı izlerden ibaret. Yaşanan bir olay iki tarafta hep bambaşka şekillerde anlam bulur. Kitabı okurken hayatın olağan akışında, kendi iç sesinizle yapabileceğiniz çok kişilik konuşmaları bulabilirsiniz. Ya da ben etrafımdaki kalabalık yeter gelmediği zamanlar, kafamın engin boşluğuna kalabalıklar türetip onlarla çoklu konuşmalar yapıyor, tartışıyor, küsüyor, barışıyorum. Ve bu sayede sabah işime gittiğimde herkes kadar, olağan cümlelere gülüp, abartısız tepkiler vererek evime dönebiliyorum. Dünya bazen hangisi bilmiyorum. İç konuşmalarımız mı? Dış dünyadaki karşılıklı diyaloglar mı? Ya da yazarlar bunca kitabı umdukları cümleler başka dudaklardan döküldüğünde mi yazma ihtiyacı duyuyor, yoksa yeni bir dudak daha kendi içinden geçen zıt fikri söylesin diye yeni karakterler yaratıyor? Bilmiyorum. Ama kitabı okuduğunuzda o zavallı kızın ne derin bir duygu içinde olduğunu da, karşısındaki adamın ne yüzeysel hislerle iç acısını duyduğunu da görebiliyorsunuz. Kendi kafanızın içinde de. Sayfasını çevirdiğiniz eserde de.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap tam anlamıyla tek taraflı bir aşkın trajedisi… Kadın, hayatını bir adamın gölgesinde geçirmiş ama adam onun farkında bile değil. Öyle bir saplantı ki, kendi kimliğini bile unutmuş. Okurken resmen "Bir silkelen be kadın!" diye bağırmak istedim. Zweig insan psikolojisini inanılmaz iyi anlatıyor ama bazı karakterleri gerçekten sinir bozucu. Tek taraflı aşk mı, yoksa düpedüz bir takıntı mı? İşte bu kitap tam da bunu sorgulatıyor.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitap 88 sayfa 3 bölümden oluşuyor ve her bölümde başka hikayeler anlatılmış. Kitaba ismini veren bilinmeyen bir kadının mektubundan bahsetmek istiyorum. Kitap 13 yaşından beri platonik bir aşka tutulmuş bir kadının hikayesi anlatılıyor. "Beni hiç tanımamış sana!" cümlesiyle başlayan bu mektup, yıllarca içinde beslediği aşkı,özlemi,beraberken bile nasıl farkedilmediğinin üzüntüsünü yirmi sayfaya sığdırmış bir kadının hikayesi. Okurken çok bayılmadım ama sıkılmadım da. Vaktin olması halinde bir oturuşta okuyup bitirilebilecek bir kitap.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Zweig'i bir kadının bakış açısıyla yazmış olduğu bu kitap için tebrik ediyorum. Kitabı okurken kesinlikle bu kitap bir kadın tarafından yazılmış hissi verdi. İlk paragraftan sizi içine alıyor ve bir oturuşta bitirmek istiyorsunuz. Hikayeye gelecek olursak, bir kadının aşk için neler yapabileceğini, nelere karşı koyacağını ve nelerden vazgeçebileceğini anlatıyor. Not: Kitaptaki erkek olmak istemezdim. Olağanüstü Bir Gece Hayatı mükemmel olan ama bir o kadar da sıkıcı ve duyarsız yaşayan bir burjuvanın ihtiyacı olmadığı halde hırsızlık yapmasını ve bu suçun ardından aslında insanlardan ne kadar da uzak olduğunu farkediyor. İşlediği bu suçtan sonra insanların içindeki iyiliği ve gerçek benliği görmeye başlayan, hatta esrime seviyesinde bunu deneyimleyen burjuva, daha önce hissetmediği duyguları ve gerçekten yaşadığını hissetmeye başlıyor. Başından geçen bütün bu olayları yaşadığı geceyi de 'olağanüstü bir gece' olarak bize yaşatıyor. Güzel bir kitap, tavsiye ederim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap orta güzellikteydi. 88 sayfalık bsir kitap. Toplamda 3 ayrı hikaye içeriyor. Kitapta yazara aşık olan platonik bir kızın, aşık olduğu bir yazara mektup yazdıldığı anlatılıyor. Merak edenler okuyabilir.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, özellikle ülkemizde maalesef popüler kültürün ve sosyal medyanın kölesi hâline gelmiş bir kitap. İnsanlar kitabı ya çok yanlış yerlerinden tutup fütursuzca eleştiriyor ya da sözde aşklarına alet ederek zarar veriyorlar. Küçük bir kızın takıntısı veya belki de aşkı, kendimi bu konuda ayrımı yapabilecek kadar yetkin görmüyorum, vardı bana kalırsa. Sadece onun zihninde olması, aslında gerçekte bir şeyin olmaması ve büyüdükçe bu durumun belli bir zamana kadar değişmemesi de durumu körüklemiş sanırsam. Apartmandan gidişleri ile R. ile geçirdiği ilk gece bana fazlasıyla Küçük Prens'in şu alıntısını hatırlattı: "Sana hayranım ama bu seni niye ilgilendiriyor ki?" Gerçekten de birini sevmek, kendimizle ilgili değil midir? Bir olasılık, bir umut uğruna yitip gitmiş bir hayat gibi geldi bana bilinmeyen o kadının hayatı. Adam onun her şeyi olmuştu ama onun tüm hayatını anlattığı mektubu okuduktan sonra bile onu tamamen hatırlayamadı. Hayat böyledir işte. Olağanüstü Bir Gece'den ise başka şeyler beklemiştim. Belki önsözünden belki de iş bankasının baskısı nedeniyle daha çok Van Gogh'un Yıldızlı Gecesi'ni anımsatacak bir şeyler bekliyorum. Genel hatlarını sevsem de bir noktadan sonra bana hemen hemen aynı gelen cümleleri okuyup durmak sıktı. O gecenin böyle olmasını beklemezdim ama tam olarak kavrayamasam da çok güzel bir hikâye okuduğumu biliyorum.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma
·
Puan vermedi
Zweig, her zaman en sevdiğim yazarların başında gelir. İster biyografi, ister inceleme, ister roman yazsın. Bu kitapla şunu da görüyoruz ki bir erkek yazar, kadın ruhundan ancak bu kadar iyi anlayabilirdi. On üç yaşındaki bir ergenden, on sekiz yaşındaki genç kıza kadar duygudurum ve gelgitler olağanüstü derecede iyi analiz edilmiş. Bir kez daha hayran kaldım. Kitabı kadın ruhuna aşina olmak isteyen herkese tavsiye ederim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir Gece
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2017440 okunma

Yazar Hakkında

Stefan Zweig
Stefan ZweigYazar · 187 kitap
Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı. Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.