Bilinmeyen Hitler

Aytunç Altındal

Newest Bilinmeyen Hitler Quotes

You can find Newest Bilinmeyen Hitler quotes, newest Bilinmeyen Hitler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
The End
“Doğru soruyu sora­bilmek, cevabını bilmekten zordur.” Hazin olan da budur!
Sayfa 265 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Öğrenebileceğin kadar öğren, fakat kimliğini hiçbir zaman açıklama. ~ Hermetik Özdeyiş
Sayfa 261 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Reklam
Türkiye'de Casuslar
1943 yılında Türkiye, birçok araştırmacının da belirttiği gibi casuslar savaşında merkez ülke haline gelmişti. Kimin hangi gizli servis hesabına çalıştığı belli değildi. Örneğin Romen asıllı Elena Andreua İngilizlerin hesabına çalışan bir kadındı. Günümüzde ‘Nataşa’ denilen kızlar gibi bir geçim kaynağına sahipti. İstanbul’da Nazi subaylarını
Sayfa 253 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
1941’de, Irak, İngiliz işgalindeydi. Irak Başbakanı Raşid Ali, ‘gizli’ bir Naziydi. Bir isyan başlattı ve Irak’taki İngiliz Hava Kuvvederi’ni bastı. Nedir ki, başarılı olamadı, Türkiye’ye kaçtı. Almanlar her ne pahasına olursa olsun Raşid Ali’yi, tarafsız Türkiye’den kaçırıp Almanya’ya götürmeyi planladılar. Bu görev, Hüseyin Cafer adlı Mısırlı bir Nazi ajanına verildi. Bu Hüseyin Cafer, gerçekte, Johann Eppler adlı bir Almandı. 1914’te, İskenderiye’de Alman anne-babadan doğmuştu. Tıpkı Rudolf Hess gibi, o da Mısır vatandaşıydı. Babası ölünce, annesi, Kahire’nin en zengin avukatlarından Salih Cafer’le evlenmişti. Salih Cafer de küçük Johann’ı evlat edinmiş ve tam bir Arap gibi yetiştirmişti. Johann Eppler, Hüseyin Cafer olarak Hacca bile gitmişti ve Nazilerin Arap âlemi içindeki en önemli casusuydu.
Sayfa 250 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Sebottendorff, ‘Hançer ve Kama’ birliklerinin Alman SS miğferlerini değil, Türk ‘Fesini’ giymelerini önermişti. Sebottendorff, ayrıca Osmanlı’daki ‘Devşirme’ sistemini de Nazilere öğretmişti. Naziler, Polonya’dan getirdikleri gençleri Alman olarak yetiştirmişlerdi.
Sayfa 247 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Sebottendorff 1933’te Almanya’ya döndü ve daha sonra ba­şına dert açan kitabını, Hitler Gelmeden Önce’yi yayınladı. Kitap toplatıldı ve bizzat Führer’in emriyle hakkında tutuklama emri çıkarıldı. 1934’ün Ocak ayında kısa bir süre için gözaltına alındı, fakat daha sonra Türk vatandaşı olduğu gerekçesiyle koşullu ola­rak salıverildi. Gerçekten de Sebottendorff Berlin’deki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Büyükelçiliği’nce verilmiş ve Adam Alfred Glandek adına düzenlenmiş olan bir Türk pasaportu taşıyordu! Sebottendorff salıverilince soluğu İsviçre’de ‘Özerk Bölge’ statüsündeki Vaduz’da aldı. Oradan da Türkiye’ye döndü.
Sayfa 239 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Reklam
Adolf Hitler masonlardan, masonlar da Hitler’den nefret ederlerdi. Buna rağmen Nazi iktidarında en yüksek görevlerde bulunan kişilerden bazıları hem Nazi hem de mason­dular. Bunların en ünlüsü Merkez Bankası’nı ve Dış Ticaret ve Finansman Bakanlığı’nı yönlendiren Hjalmar Schacht’tı.
Sayfa 228 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Dönmeler, Sabatai Zvi’ye bağlı olarak ortaya çıkan ve onun Müslümanlığı kabul ederek Aziz Mehmet Efendi adını almasıy­la yarı-Müslüman yarı-yahudi kalan bir cemaatti. 17. yüzyılda kurulan bu cemaat özellikle Selanik ve İstanbul’da (Teşvikiye-Nişantaşı) yerleşmişti. Sebottendorff, Hitler Gelmeden Önce adlı kitabında Dönmeler’in kimliklerini açıklamış ve bu insanları yahudi parazitler olarak tanımlamıştı. Sebottendorff’a göre Dönmeler, Türkiye’de masonluğu yönlendiriyorlardı.
Sayfa 225 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Thule’nin yahudi düşmanlığı NSDAP içinde başta Rudolf Hess olmak üzere Alfred Rosenberg, Gotfried Feder, Hans Frank ve Dr. Frederick Kohn tarafından yürütülmüştü. Bu sonuncusu, Nazi bayrağını çizmişti ve Hitler’e Okültik folklorla ilgili bilgileri öğreten kişilerden biriydi.
Sayfa 192 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
“Baron Rudolf Von Sebottendorff, çok esrarengiz bir adamdı. DAP onun fikriydi. Kısa boylu, tıknaz ve şehla bakışları olan biriydi. Sert yapılı biri olmaktan çok, bir sanatçıya benziyordu. Ehli keyif bir adamdı. Öyle felsefeciler gibi bir havası yoktu. Silahlara aşırı derecede düşkündü, ama bunu hiç belli etmezdi. O da Hitler gibi, gele­ceğin Almanya’sının Cermen ırkçılığında olduğuna inanmış ve bu uğurda çok gayret göstererek Töton Tarikatı’nın Bavyera’daki kolunu kurmuştu. Bu, Thule Örgütü’ydü.” [...] Baron Rudolf von Sebottendorff, sadece DAP’ın değil, aynı zamanda ırkçı ve silahlı, ‘Kampfbunds’un da (Savaş Birlikleri) kurucusuydu. Baron tarafından kurulan Savaş Birliği daha son­ra diğer ‘Free Corps’ birlikleriyle birleşerek, SA/Kahverengi Gömleklilerin birliklerini oluşturdu. Sebottendorff ve Thule, 1917 Bolşevik İhtilali’nden kaçan, Münih’e ve İstanbul’a sığınan Rus mültecilerle ve soylularla da ilişkiye girdi. Bunları Sovyet rejimine karşı örgütledi. Daha sonraki yıllarda, Sebottendorff, anti-Bolşevik faaliyetlerini Türkiye’de de sürdürdü. Sebottendorff, Thule’nin haftalık gazetesinin de sahibiydi.
Sayfa 192 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
503 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.