Bin Hüzünlü Haz

Hasan Ali Toptaş

Bin Hüzünlü Haz Quotes

You can find Bin Hüzünlü Haz quotes, Bin Hüzünlü Haz book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ya da, o ana dek gördüklerimle daha sonra görmeyi düşündüklerimin bir aradalığı içime sığmıyordur da, gövdemle birlikte ruhum yavaş yavaş derken kalktım.
...artık ben onu yakalamak için değil de, sırf bu kaçışın güzelliğini yakından görebilmek için koşuyordum sanki.
Reklam
Aslında, şimdi siz çok uzaklarda, bozkırdaki o mahşeri kalabalığın yanı başında beklerken, ben burada, içinde bulunduğum bu sınırsızlığa boşluk demenin yersiz olacağını düşünüyorum.
Beklerken, soluğumu biriktirmek, her türlü olabilirliğe karşı sesimi ayarlamak, ya da kelime dağarcığımı altüst edip kelimelerimin en güzelleriyle en çirkinlerini, en yumuşaklarıyla en sertlerini, en ateşlileriyle en soğuklarını tek tek gözden geçirmek, birbirleriyle karşılaştırmak, tozlarını almak ve anlamlarının ağırlığını yeniden tartmak gibi birtakım hazırlıklar yapıyordum; hatta hiçbir işe yaramayacağını bildiğim halde kafamdaki tasarılara dönüp bir daha bakıyor, bu tasarıların yanına bol bol değişebilirlik payları koyuyor ve gözlerimi yollara dikip sürekli Alaaddin'in geleceği anın güzelliğini hayal ediyordum.
Sonra, kim bilir artık ben kapağını bile görmediğim kaç bin kitabın içinde aynı anda, hangi duygularla gezinirken, zaman birdenbire kuşlara dönüştü.
...duvar gölgeleri arasında soluk alıp veriyordum, bu gezintilerde sözgelimi; bir oluyor, nedenini bilmediğim bir suçluluk duygusunun ağırlığı altında ezim ezim eziliyor; bir oluyor, insanlık en aşırı ölçüsünü; ancak ölçüsüzlerde anlar diye olmadık yerlerde olmadık çılgınlıklar yapıyor; bazen pençesinde kıvrandığım hayali acılarla birlikte uzak bir zamanın uzak bir köşesinde öylece oturuyor; bazen çevrelerine yaşama sevinci saçan ya da çevrelerindeki yaşama sevincini yok edecek kadar hüzünlü gözüken güzel insanlarla karşılaşıp körkütük âşık oluyor; bazen nerede olduğu bilinmeyen dev bir kütüphanenin içinde yaşadığı romanı arayan yarı deli bir roman kahramanı gibi kayboluyor; sonra koşa koşa uykulu mumlarla aydınlatılmış alacakaranlık bir koridor diye çeşitli değişimlerin, araştırmaların, kovalamacaların, fedakârlıkların, bilmecelerin, keşiflerin ve serüvenlerin içinden geçip kendimi salaş sokakların karmaşasına atıyor ve sonuçta Asip Dağı'nın eteklerine gelip gene türbenin önündeki gövdeme yerleşiyordum ki, birdenbire bütün yorgunluğumdan sıyrıldım. Dönüp bana bakan Alaaddin'le göz göze gelmiştim çünkü... 1997
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Büyük kelimesine sığmayacak kadar büyük ve harikulade bir ân olacaktı o ân...
Bir yanım binlerce dala dönüşen zamanın parçalanmışlığından milyonlarca yaprak halinde kıpır kıpır sarkarken, bir yanımı alsın rüzgar, ta uzaklara savursun. Olabilğince uzaklara...
Hemen peşinden de, kendimi uğuldayan binlerce kelimeden artakalmış, binlerce kelime tadındaki bir boşluk, bu boşluğa sığmayan bir sarhoşluk, bir tutku ve umut halinde palas pandıras dışarıya attım.
"Onunla neler yapacağımızı inceden inceye planlamanın, yaşayacağımız şeyleri daha şimdiden zedeleyeceğini; biz onlara ulaşıncaya dek de bu zedelenmelerin irili ufaklı bir yığın morartıya, çürüğe ya da yaraya dönüşeceğini düşünüyordum çünkü."
Sayfa 22
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.