Binbir Hayalet yazarın 18 yılda gezdiği ülkelerden derlediği hayaletli öykülerden oluşuyor.
Anlatıcılardan birinin kendisi diğer anlatıcıların da misafirliğe gittiği yerdeki konuklar olması hikayeye ilginç bir boyut kazandırmış.
Dumas, özellikle Fransa tarihinde bulunan gerçek kişilerin isimlerine ve olaylara bu eserinde yer verirken, kurguyu tarihle harmanlıyor.
“Özellikle aradığım, her şeyden çok özlemini duyduğum, geriye dönük bakışımın geçmişte aradığı ise, hikâyesini size anlatacağım şu hayaletlerden biri gibi ortadan yok olan, buharlaşıp giden, kaybolan toplum.
Kibar yaşamı, zarif yaşamı doğuran bu toplum, yaşanmaya değer bu hayat, kısacası (kullanım hatamı bağışlayın; Akademi'den olmadığım için bu hatayı göze alabilirim) bu toplum öldü mü, yoksa biz mi onu öldürdük? "