Yaratma isteğini uyandırmak güçtür; öldürmekse çok kolaydır.Eğer ben kendi işime engel olursam, acısını kendim çekerim.Ama bütün bir topluluğun işini engellemeye ne hakkım var?Aktör de, asker gibi, demir disipline bağımlı olmalıdır.”
Bu sınama düşüncesine yavaş yavaş hepimiz alıştık. Pırıl pırıl yanan taban ışıkları giderek daha çekici bir hal aldı. Oyun ilginç, yararlı, hatta gerekli görüldü.
Fransız aktörü Coquelin açık seçik anlatmıştır... ‘Aktör modelini kendi imgeleminde yaratır, sonra, tıpkı ressamın yaptığı gibi, o modelden çekip aldığı özellikleri tuvaline değil de, kendi benliğine işler…’
Tortsov, “Bu tehlikelidir,” diye düşüncesini belirtti. Ayna karşısında çalışırken çok dikkatli olmalısınız; çünkü ayna, bir aktöre, hem kendi, hem de rolü yönünden ruhunun içyüzüne bakmaktan çok dış yüzüne bakmayı öğretir.
Bilinçaltımızı yaratıcı çalışmaya hazırlamanın özel tekniği vardır. Kesin anlamda bilinçaltı olan her şeyi doğaya bırakmalı, kendi gücümüzün sınırı içinde kalanla uğraşmalıyız.
Sanatlı bir gerçek zor ortaya konursa da hiçbir zaman yavanlaşmaz Sanatlı gerçek, sanatçının da, seyircilerin de tüm benliğini kavrarsa, her zaman daha hoşa gider, daha derinlere işler. Gerçek üzerine kurulan bir rol serpilip gelişir, hazır kalıba dökülense pörsür.
Bizim istediğimiz türden bir aktör olabilmek için, doğanın yardımından başka, iyice geliştirilmiş bir ruh tekniğine, büyükler büyüğü bir yeteneğe, sonra da, bedence, sinirce zengin yedek güçlere sahip olmanız gerekir.