Eski Türk şehirlerinde planın esası arazinin topoğrafik yapısına göre belirlenirdi. Makbul olan, tabiata tecavüz etmek değil, onu tamamlamak, onun bir parçası olarak doğup gelişmekti. Şehir, geleneğin şaşmaz ölçüleri kullanılarak tespit edilen mevkilere kurulan külliyelerin etrafında irticalî bir biçimde teşekkül ederdi.