Bir Ateşpare Bin Yangın sözleri ve alıntılarını, Bir Ateşpare Bin Yangın kitap alıntılarını, Bir Ateşpare Bin Yangın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski İstanbul, eski Ramazanlar ve bayramlar ve eğlence hayatı deyince aklınıza ilk gelen isim Ahmed Râsim değilse, iyi bir okuyucu değilsiniz demektir.
Ama ben onun Mor Salkımlı Ev (1967) adlı hâtırat kitabını özellikle tavsiye ederim. Bu kitabın bazı bölümleri, eski İstanbul’u anlamak bakımından önemlidir.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şu cümlelerindeki tespite katılmamak mümkün değildir: “İstanbul halkı, servetlerini, saadetlerini kemiren bu âfetle baş başa yaşaya yaşaya ona garip bir surette alışmış, önüne geçemeyeceğini anlayınca onu hayatının çerçevesi içine almıştı.
Ne kadar istiyorum, akşamleyin, ezanda,
Eski bir evde olmak, orda, Eyüpsultan’da
Bir yandan ölmüşlerim, bir yanda kalanlarım.
Duyayım: Gece, gündüz, hayat, ölüm içiçe
Dallara konan karga, camımı vuran serçe.
Toprakta yatan annem, eli dizimde karım.
Hasan, Hüseyin’e olan işlere
Gökte melek, yerde her can ağladı.
Görün görün yezidlerin hâlini,
Bağladılar hep suların yolunu.
Soldurdular Fatma Ana gülünü.
Tarihî şehri yüksek, ufuksuz apartmanlarla doldurmak yerine, geniş caddeler ve yollar açıp uygun vasıtalar temin ettikten sonra, şehirlerimizin etrafındaki boş, metruk ve mahzun toprakları kullanarak yeşil güneşli bahçeler içinde, her tarafından ışık ve hava alan, çocuklarımızın güneşte ısınıp toprakta oynayabilecekleri, kelebek kovalayabilecekleri irili ufaklı evler yapamaz mıydık?'