Bir Başyapıtın Öyküsü

Henry James

Bir Başyapıtın Öyküsü Quotes

You can find Bir Başyapıtın Öyküsü quotes, Bir Başyapıtın Öyküsü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bir gün ona "Marian, kalbin nerede senin?" demişti ( öylesine konuşurmuş gibi elbette). "Nerede mi... nasıl yani?" demişti Bayan Everett. " Sabahtan akşama seni düşünüyorum. Seni birleştirip parçalıyorum, insanların harflerden sözcükler oluşturduğu oyundaki gibi. Ama bir harf eksik kalıyor hep. Elimi kalbine koyamıyorum."
Ruhu yüz telli bir enstrüman ve sadece güçlü bir el ondan ses çıkarabilir. Cidden dokunulduğunda sonsuza dek tınlar o teller." Kısacası Mason aşık olmuştu. Anlaşılacağı üzere tutkusu kibirli ya da ödünsüz değildi; tersine sabırlı, tedbirli ve alçakgönüllüydü... neredeyse çekingendi.
Reklam
Tam çıkarken ressam, Lennox onu holde karşıladı. ""Kendime bir anıt diktim.*" dedi ressam, "bitti. Gidip istediğiniz kadar bakın. (*Puşkin'in bu adı taşıyan şiirine gönderme yapılıyor. Şiirin ilk dizesi, "Kendime bir anıt diktim.")
"Hoş gelmeyen kısımlar için üzgünüm...Ben gerçekçiliği severim; bunu anlamış olmalısınız." "Sizi destekliyorum; bu gerçekçiliği yakalamak için kullandığınız çeşitli katı yöntemleri ne kadar övsem azdır. Ancak gerçekçi olmak için acımasız olmak şart değil ... gerçeği bire bir yansıtmaya çalışmak şart değil."
Bir gün ona "Marian, kalbin nerede senin?" demişti (öylesine konuşurmuş gibi elbette).     "Nerede mi... nasıl yani?" demişti Bayan Everett.      "Sabahtan akşama kadar seni düşünüyorum. Seni birleştirip parçalıyorum, insanların harflerden sözcükler oluşturduğu oyundaki gibi. Ama bir harf eksik kalıyor hep. Elimi kalbine koyamıyorum."
Sayfa 42 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Marian," dedi, "beni aldatıyorsun." Marian onun ne demek istediğini biliyordu; kendisinin nişanlılıktan çok sıkıldığını biliyordu ve her ne kadar Young ve King'le yaşadıkları konusunda pek suçu olmasa da, Baxter'ın bunu ağır bir sadakatsizlik olarak gördüğünü de biliyordu. Bir darbe indiğini ve nişanlarının açıkça bozulduğunu hissediyordu. Yarım ağızla söylenecek bahanelerin veya inkarların Stephen'ı tatmin etmeyeceğini, kendisininse ona ancak bunları sunabileceğini biliyordu. Söylenecek böyle yüz laf bile tek bir kusursuz itirafın yerini tutmazdı. Bu yüzden "geleceğini" kurtarma çabasına hiç girmeden (çünkü artık umurunda değildi) sadece vakarını korumaya çabaladı. Doğal ve yarı-alaycı soğukkanlılığı vakarını korumaya şimdilik yetiyordu. Ama bu kaba sakinlik Stephen'ın hafızasına kalpsizlik ve sığlık olarak kazındı ve Marian'ın gerçek bir saygınlık ve değer kazanma çabalarına en azından orada etkisi hiç geçmeyecek bir darbe indirdi. Marian genç adamın kendisini sorguya çekme ve hayatına karışma hakkını inkar etti; onun nişanı bozma önerisini de az çok bekliyordu. Gözyaşlarının basit mantığını kullanmayı bile reddetti. Bu koşullar altında görüşmeleri pek uzun sürmedi elbette.
O kıza yaklaşacak adam güçlü olmalı," diye düşündü. "Onun kadar diri ve esnek olmalı, yoksa flört aşamasında geride kalıverir. Akciğerlerini, karaciğerini ve sindirim sistemini unutabilecek biri olmalı. Vatanı uğruna sağlığından olması bile hiçbir şey kazandırmaz ona. Bayan Hofmann böyle şeylerle neden ilgilensin ki? Onun vatanını sağlığını yitirmeden savunmuş bir erkeğe ihtiyacı var ...
''Ama ah! Kalp nerede?" diye haykırmıştı içinden. Bir gün ona "Marian, kalbin nerede senin?" demişti. "Nerede mi... nasıl yani?" demişti Bayan Everett. "Sabahtan akşama kadar seni düşünüyorum. Seni birleştirip parçalıyorum, insanların harflerden sözcükler oluşturduğu oyundaki gibi. Ama bir harf eksik kalıyor hep. Elimi kalbine koyamıyorum." "John, " demişti Marian zekice, "kalbim sözcüğün tamamı. Kalbim her yerde." Bu sahiden doğru olabilir. Bayan Everett kalbini ayrım gözetmeksizin bütün organizmasına yaymıştı, doğal olarak da kalbinin asıl bulunması gereken yerde biraz boşluk oluşmuştu.
Bessie; "ama önceıik hakkı kavramınız hoşuma gitmiyor." "Bana ait bir kavram değil ki o!" dedi Lord Lambeth gülerek. "Size ait... kesinlikle size ait... "Böyle şeyleri tartışan bir genç bayan hiç görmemiştim! Yoksa yürürken önünüze geçme küstahlığında bulunan biri mi oldu?" diye sordu lord hazretleri. "İtirazım önüme geçilmesine değil," dedi Bessie; "bunu yapmayı kendilerine hak görmeleri... kabullenmem gereken bir hakmış gibi."
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.