Bir Ceza Avukatının Anıları
Faruk EremBir Ceza Avukatının Anıları Reviews
You can find Bir Ceza Avukatının Anıları reviews, Bir Ceza Avukatının Anıları book reviews, Bir Ceza Avukatının Anıları ratings on 1000Kitap.Kısa fakat gerçek bir eser...
Avukat Faruk Erem, hukuk öğrencilerine, özellikle ceza hukuku alanında çalışmayı düşünenlere ve çalışanlara ışık olacak mahiyette bir eser kaleme almış. Elbette bu kitabı sevebilmek için hukuk ile ilgilenmek gerekmiyor. Suç işleyen bir insanın bu suçu niçin işlediğini merak edenler, kriminolojiyle ilgilenenler de bu kitabı pekala sevebilir.
Kitap pek çok kısa fakat yaşanmış, gerçek, hayat hikayelerinden oluşuyor.Bunlardan birisi; Birbiriyle kan davalısı iki farklı aileye mensup iki gencin, dost olarak birlikte büyüdükten sonra bir gün ailelerinin azmettirmesiyle birbirlerini vurmaları... Bu ve benzeri pek çok gerçek hikayeyi içinde barındıran bir kitap.
Suçlu birinden nefret etmeden, onu kınamadan, dışlamadan önce gerçeği bir de onun ağzından dinlemek istiyorsanız Avukat Faruk Erem sizlere çok güzel bir fırsat sunuyor....
Not: kitap oldukça ince. Bir günde rahatlıkla bitirebilirsiniz. Fakat içindeki bazı hikayeler o kadar çarpıcı ki, hikayeyi bitirdikten sonra ara verip üzerine düşünme ihtiyacı duyulabilir, en azından bende durum böyleydi :)
Ülke gerçeklerini görmek istersek bazen tarih okumak yetmez.
Bu gerçekler kimi zaman doktor anılarında karşımıza çıkar, kimi zaman öğretmen anılarında, kimi zamanda bir hukukçunun anılarında.
Hukuk profesörü Faruk Erem, hümanist bir pencereden bakarak suçların ve suçluların tahlilini yapıyor bu incecik kitabında.
Yalnız yazdıkları yenilir yutulur değil, İnsanı derinden sarsan çıplak gerçeklikleri çarpıyor suratımıza.
Bazen kan davasını zorladığı suçlular, bazen toplumun dayattığı baskılar, bazen namus, bazen çocuk, bazen akıl yetersizliğinde ki insanlara yapılan istismarlar.
Ve her yaşanandan birtakım dersler çıkarıp bize gösteriyor.
Daha fazla insan olabilirsek, kötü olan bir şeyler azalar mı dedirtiyor okura.
Yıllar öncesinde yaşananlardan ders alarak, Faruk Erem Hoca’nın öne sürdüğü hümanizma doktrini hayata geçirilebilseydi, bugünkü yaşananlar acaba yaşanmazmıydı ?
Yazar topladığı çeşitli anıları ve arada da kendi çıkarımlarını yazmış. Ölüm cezası, kan davaları, tetiği başkasına çektirmek; ülkemizdeki çarpık olayları başlıklar altında sunmuş. Olaylar sarsıcı, düşündürücü, çaresizliğe itici. Ceza hukuku fakültede en ilginç derslerden olsa da ceza hukukçusu olmanın ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. Adaleti sağlamak nasıl mümkün ki düşüncesine kapılıyor insan.
Ama belirtmek isterim ki yazarın suçluya hümanist bakış açısında beni rahatsız eden yönler var. Suçlu da yalnızca bir insan, ona bu gözle bakmalıyız evet ama, yazar yeri gelince kendi ahlaki değerlerine göre de ayrımcılık yapıyor. Biri koşullar nedeniyle suç işlemeye itildiyse onun cezalandırılmasından esef duyuyor, koşulları oluşturan kişiyi kınıyor. Ama koşulları oluşturan da bir insan ve onu böyle bir hayata neyin ittiğini bilmiyoruz. Empatinin sınırları nereye kadar gitmeli? Düşüncelerim tam oturmuş değil, ancak hukukun belirsiz sınırlardansa ancak katı sınırların içinde var olabileceği kanısındayım. Gerçeğe ulaşmak için bütün çaba gösterilmeli, ama insanın iç dünyası ancak bir yere kadar dikkate alınabilir.
Bir tek "karma"nın üstün değerine inanıyorum. "İnsanlık ve hukuk karması". Ancak bu inançla tembel, katı ve zalim bir topluma karşı insanı koruyabiliriz...
Çok kısa ama müthiş bir eserdi. Her bir olayın yaşanmışlığı ve ayrıca çarpıcılığıyla sürükleyiciydi. Bitmesin istedim bazen de katlanamadım bazı olaylara. Bu kadar da olmaz diyorsunuz ama hayat bu, belki daha fazlası. Adli alanda çalışmak pislik içinde olmaktır demişti tanıdığım bir hakim. Hak veriyorum şimdi daha çok. Ancak bu pislik toplumun gerçeği değil mi? Görmek istemediğimiz üstünü örttüğümüz gerçeklik! Uzun uzun duvarı seyretmek isteyenlere tavsiye edilir...
Faruk EREM, Bir Ceza Avukatının Anıları
Faruk EREM, 1913-1998 yılları arasında yaşamış Türk hukukçu ve yazardır. Yazarın mesleğini icra ettiği yıllarda Türkiye ' de idam cezası uygulanmaya devam etmektedir. Yazar kitabının ilk kısımlarında idam ile sonuçlanan davaları, insan hayatının önemi ve değerini vurgulayarak okuyucuya aktarıyor ve sonunda sorduğu sorularla düşündürüyor. ' Suçluyu kazıyın altından insan çıkar.' Diyerek savunma hakkını ve bir ceza avukatının düşünce yapısını çok güzel özetliyor. Kitabın devam eden bölümlerinde çeşitli başlıklar altında Anadolu' nun birçok bölgesinden olaylar sunuyor okuyucuya. Yazarın kitabın girişinde de aktardığı gibi kitaptaki anıların bir kısmını yaşamış bir kısmınıda yazarın meslek hayatı devam ederken şahit olduğu olaylar üzerine yazması kitabı daha gerçekçi kılıyor. Her anlamda okuması keyifli,dönemin sorunlarına eleştirel yaklaşarak aktarılması ve okurken birçok sorunun halen varlığını fark edeceğimiz bir kitap.
Kendisi ceza avukatı olan merhum Faruk Erem, kendi yaşadığı ve adliye koridorlarında meslektaşlarından duyduğu olayları anlatmış. Geçen ay tiyatroda izlemek de nasip oldu ordan duydum ilk ,merak edip okumak da istedim.Haberlerde birçok kan donduran olayları görüyoruz ayrıca okumak daha da etkileyici. Herkese de tavsiye ederim.