Bir Cinayet Sebebi
Sabahattin AliBir Cinayet Sebebi Gönderileri
Bir Cinayet Sebebi kitaplarını, Bir Cinayet Sebebi sözleri ve alıntılarını, Bir Cinayet Sebebi yazarlarını, Bir Cinayet Sebebi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Susmak en büyük asilliktir
Birden değiştiğimi hissettim... O kadar süratle değişmiştim ki, eski benliğimle yeni benliğim arasındaki ayırıcı çizgiyi elimle tutabileceğimi zannediyordum...
.bu kadar alıştıktan, onu bu kadar tanıdıktan, kendime bu kadar yakın bulduktan sonra ondan nasıl ayrılabilirdim?
Kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler.
Bu oda karanlık," diyordum, "bu oda yalnız bugün değil, her zaman böyle karanlık... Burada kitaplarımla ben yaşarız ve bize aydınlık getirecek kimsemiz yok... Ben burada yalnızlığı bardak bardak içiyorum..
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki ? Kalbini mi? Pekala, ikincisine ? Gene mi o ? Üçüncü ve dördüncüye de mi o ?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin ?.. Hem biliyor musun , bu aptalca bir laftır. Kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun . Göğsünü yararak o eti ordan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman vermiş olursun. Siz sevemezsiniz adaşım , siz şehirliler ve köylüler, siz, birisine itaat eden ve birisine emreden insanlar, siz , birisinden korkan ve birisini tehdit eden insanlar... Siz sevemezsiniz
...bu sevmek midir be adaşım, bir kadını öpmek, onu istemek sevmek midir?.. Çırılçıplak soyunarak şehrin sokaklarında koşabiliyor musun? Bir bıçak alarak kolundaki ve bacağındaki adalelere saplamak ve böylece nehre atılarak yüzmek elinden geliyor mu? Bir şehrin adamlarını öldürmek cesareti sende var mı? Bir minareye çıkarak bütün dünyaya işittirecek kadar kuvvetle bağırabilir misin? Aşk sana bunları yaptırabilir mi? İşte o zaman sana seviyorsun derim...
Hâlbuki en çok okuduğum bir kitabın en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir.
Kardan ve rüzgardan koruyan bir dükkân kepengi altında başını bir köpeğin sırtına dayayarak uyuyanları ve güzel ısınmış odalarda , Çin ipeği örtülü yataklarda nikris ağrılarıyla kıvrılarak uyuyamayanları gördü.
Düşünüyordum:Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı...Yalnız kaldığım günlerde benim yegane dostum olan aklımı...Her şeyden fazla sevip beğendiğim akılcağızımı."
Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir.
Ne yaptımsa, reis bey, fayda etmedi. Üstüne düştükçe benden kaçtı. Her şeyi açıkça söylemek istiyor, fakat cesaret edemiyordum.
Hatta bir akşam, arkadaşların tertip ettiği bir vapur gezintisinde, ona bir kelime, -Seni seviyorum!- kelimesini söyleyebilmek için, içtim, yıkılıncaya kadar içtim.
Beni dinlemedi bile… Yanına gittiğim zaman kaçtı, en sonra da: -Sarhoş olduğun zaman çok müziç (can sıkıcı, rahatsız edici) oluyorsun!- dedi.
Artık birbirimize karşı son derece soğuk ve resmiydik.
Ah, reis bey, sevmek, hele benim gibi sevmek berbat bir şeydir. Hayatımda yalnız o vardı. Gözümü kapadığım zaman onu, açtığım zaman onu, uyuduğum zaman onu, uyandığım zaman onu görüyordum.