Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Darbenin Anatomisi

Yılmaz Öztuna

Bir Darbenin Anatomisi Sözleri ve Alıntıları

Bir Darbenin Anatomisi sözleri ve alıntılarını, Bir Darbenin Anatomisi kitap alıntılarını, Bir Darbenin Anatomisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Abdülaziz Hân’ın ölümü olayında Sultan Murad’ın ha­beri ve hiçbir rolü yoktur. Ancak annesi Şevk-Efzâ Vâlide-Sultan’ın haberi ve rolü olduğu kesindir. Osmanlı İmpara­torluğu protokolünde padişahtan sonra ve veliahdden ev­vel ikinci şahıs olan Vâlide-Sultan’ın, oğlunu atlayarak, fa­kat oğlunun sırtına kaldıramayacağı yükler yükleyerek bu işe karıştığı bugün kesin şekilde bilinmektedir. Denebilir ki, bu büyük ve dörtbaşı mamur trajedide Hüseyin Avni Paşa’dan sonra en kindar ve muhteris şahsiyet, Şevk-Efzâ Sul­tan’dır.
“İşte o kadar ümidlerle beklenen, Ziyâ Bey’in sadrâzam ve Nâmık Kemâl Bey’in hâriciye nâzırı olmak üzere yıllar­ca bekledikleri, bu derecede anlı şanlı şahsiyetler tarafından ümid hâline getirilen Sultan Murad’ın saltanatı böyle hü­zünle sona erdi ama amcasının uğradığı felâkete asla uğra­madı. Ne hakaret gördü, ne öldürüldü, ne ailesi efradına bir şey yapıldı. Saltanatı 3 ay ve 1 gün veyâ tahttan indirildiği gün de hesaplandığı takdirde 93 gün sürmüştü”
Reklam
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi ?
Sayfa 278
“Âtıf Bey şöyle yazıyor: - Sultan Abdülaziz’in o kadar ihsanını gören kimse var­dı. Bunların içinde yalnız Çerkes Hasan Bey canını feda et­mek şerefini kazandı. Gerçek bir gazi idi (yani Avni Paşa’yı öldürerek gaza yapmıştı)...”
“Ama Osmanlı saftır. Babasının suçu yüzünden oğlunun zarar görmesine çok üzülür. Böyle bir halt edeni çok ayıplar. İdam ettiği adamın oğlunu sadrâzam yapar ki, Osmanlı tarihinde hayli örneği vardır.
Bestekâr, neyzen, ressam, sportmen, asker, donanma ve silâha ibtilâ derecesinde meraklı, çok mağrur bir hükümdardı. Fakat şahsî muamelelerinde pek nâzikti. Sert mizacı altındaki merhamet ve şefkat hisleri kuvvetliydi. Kızdığı zaman soğukkanlılığını muhafaza edemezdi. Dindar, fevkalâde vatansever, heybetli bir padişahtı. Büyük zekâsının yanında, aynı zamanda bir safdillik içindeydi. Ağabeyi gibi, aşırı derecede cömertti. İlk 10 senesinde dengeli, nispeten muktesit bir hayat yaşadı
Reklam
Zira raporda asla böyle bir şey olmadığı halde ilâmda, “Doktor raporunda yazıldığı üzere kendi kendini öldürdü” denmesi, Efendilerin üstelik doktor rapo­runu da görmediklerini, sadece Fahri Bey’in ifade ve iddi­asını îlâm olarak kaleme aldıklarını gösteriyordu. İşin bu derecesi zâten kâfi fiyasko idi. Fakat Yıldız Mahkemesi ha­zırlık sorgusunda, meselenin beter olduğu ortaya çıktı. Savcı, hazırlık sorgusunda, iki efendiye şu suali tevcih etti: - Doktor raporunda, şehid padişah hazretlerinin (Sultan Aziz’in) tırnak makası ile bizzât nefsini telef ettiği meselesi ne izah, ne tasrih edilmemiştir! Ancak yaraların gösterilen tırnak makası ile açılmış olabileceği, başkasından işitme rivayet olarak hikâye edilmiştir. Rapor bu mealde iken siz şer’î îlâmda neye dayanarak, “Cennet-Mekân Hâkan Hazretleri’nin bizzât telef-i nefs ettiklerini verilen rapor te’yîd eylemiştir” diye yazdınız? Savcının bu sorusuna gerek Hüsnü, gerek Tevfik Efendi­ler ayrı ayrı dinlendikleri halde, aşağı yukarı şu aynı ceva­bı verdiler: - Şer’î îlâmı biz yazmadık! - Ya kim yazdı? - Bizim yazdığımız şer’î îlâmı o gece Kuruçeşme’deki yalısında Şeyhülislâm Hayrullah Efendi okudu ve beğen­medi. Kendi istediği gibi değiştirdi. Gazetelere verilen îlâm meâli şeyhülislâm efendinin kaleminden çıkmıştır!”
Tanzimat yukarıdan aşağıya bir reformdur. Büyük Fransız İhtilali gibi, hükümdar selahiyetlerini aşağıdan gelen baskıyla budamamıştır. Onun için ihtilal değil, reformdur.
Sayfa 476Kitabı okudu
Lâyık olmadıkları  mevkiye  getirilenlerin,  kendilerini  o  mevkiye yükseltenlere  karşı  en  küçük  bir  iğbirarda  nankörlük  ve  ihânet  gösterdikleri değişmez kaidedir.”
Abdülaziz Han'a yapılan darbenin sabahında
Saray gerçek bir muhafaza altında değildi. Sadece bir kaç nöbetçi vardı: Albay Reşid Bey, Albay Ziver Bey, Binbaşı Hüsameddin Bey, Binbaşı Osman Bey, Kıdemli Yüzbaşı Hüsnü Efendi. Sarayın uzağında hassa birliklerinden sadece 4 bölük bulunuyordu ama bu bölükleri çağırıp emir verecek tek kişi yoktu. Üç Kıtada on iki milyon kilometre kareye hükmeden bir imparator ce yeryüzündeki bütün müslümanların başı işte böyle korunuyordu.
348 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.