Olaylar sade bir dille kahramanin gözünden anlatılır. Gogol insanlar arasında sınıf farkının hisedilişini net bir şekilde sunar bizlere .sosyal ilişkilerden, kadınlardan, toplumsal statülerden, dönemin siyasi yapısından dem vurduğu metaforik eser. Ve bian köpeklerin cidden insanlar gibi konuştuğuna inanacaktım
içinde esere adını veren öykü dışında palto ve burun adlarıyla iki hikayenin daha bulunduğu kitap. özellikle palto adlı öyküde varoluşçuluk akımının ilk izleri görülebilir. bununla birlikte dönem rusyasındaki toplumsal yozlaşma ve adaletsizliğe karşı yaptığı eleştiriler bakımından da dikkat çekicidir...
şuna dikkat cekmek lazim. rus edebiyatinda bizdeki gibi cogunlukla hikayeleri mutlu sonla bitirip, okuyucuyu zihinsel tatmin yoluna gidilmez. neyse o! palto hikayesinde bir paltoya hayatini adayan eleman, palto sahibi olunca caldirir paltoyu. sonra yataklara duser, hasta olur ve olur. yazar bir sans daha verir elemana ve ruh olarak geri dondurur ama sahsen bu, bende mutlu son etkisi yapmamisti acikcasi. ama asil vurgu yine sefalet, aclik ve fakirliktir.
bu tema burun hikayesinde de degismez. sabah kalktiginda burnunu yerinde bulamayan elemanin yasadiklarini ne kadar fantastik dille anlatirsan anlat, en nihayetinde memurdur (ulan ne kotu bir seydir bu memurluk) ve her sey kotudur.
gogol, "ölü canlar" romaninda yapamadigi psikolojik tahlilleri azda olsa burada yapar ama hicbir zaman dosto ve tolstoy'a ulaşamaz...